Disney, 2006 yapımı ‘Arabalar’
dünya
çapında 460 milyon dolar gişe geliri elde edince, biraz gecikmeli de olsa 2011’de ikinci filmi sürmüştü piyasaya. 560 milyon dolar gişe yapan bu filmin ardından yeni maceralar beklenirken, Disney ofisinde birileri biraz havadan uçmaya karar vermiş olmalı ki ‘Uçaklar’ çıktı karşımıza. Ama ne yazık ki bu karşıtlık, yalnızca fikir olmakla kalmamış filmin hikâyesinde de tam karşıya savrulmalara neden olmuş.
‘Arabalar’ın kahramanı, hızlı yarışçı Lightning McQueen, şöhretinin zirvesindeyken bir
dizi
tesadüf sonucu Radiator Spring adındaki küçük kasabaya düşüyordu. Bu kasabada elde ettiği dostluklar kahramanımızın kibrini yontarken, kolektif üretim ve çalışmanın ‘başarı’ için ne kadar önemli olduğunu öğreniyorduk.
Ama ‘Uçaklar’ın yönetmeni Klay Hall ve senaristi Jeffrey M. Howard bu kez hikâyeyi tersten kurgulamayı seçiyorlar. Tek pervaneli
tarım
uçağı Dusty’nin tek hayali başarılı bir akrobasi uçağı olmak ve dünya şampiyonluğunu elde etmektir. Biraz da şansının yardımıyla bu yarışmaya katılmaya hak kazanır ama bir sorunu vardır: Yükseklik korkusu. Eski bir donanma uçağı Skipper’ın yardımıyla yarışa katılır ve başarı basamaklarını birer birer tırmanmaya başlar.
Bir açıdan bakıldığında ‘Arabalar’ın gökyüzüne taşınmış hikâyesi gibi görünüyor. Ama ‘Arabalar’ ve ‘Uçaklar’ arasında yerle gök kadar fark var aslında. Şöyle ki, ‘Arabalar’da şöhretli (hatta küstah) bir karakterin giderek mütevazılaşan öyküsünü izlerken, burada ‘ezik’ bir tarım uçağının yıldızlaşmasına tanıklık ediyoruz. İlk filmdeki ‘dayanışma’nın, yerini rekabete bıraktığı; ‘kolektif aklın’ bozuşarak ‘takım ruhu’na dönüştüğü bir film var karşımızda. Amerikan piyasa sisteminin vazgeçilmez kavramları ‘rekabet’ ve ‘takım ruhu’ aslında acımasız bir mücadelenin süslü tanımlarından ibaret değil mi? Buna bir de finale doğru artan militarizm güzellemesi de eklenince elimizde ‘siyaseten’ sorunlu bir film kalıyor.
Ama temposu yerinde mi, evet. Komik mi? Hindistan’daki traktörler, Himalayalar’daki Budhalar esprileri başta olmak üzere epey gülünecek sahne var. Yine de bu yazı kaleme alınırken uydurduğum ‘animasyon samimiyeti’nin filmde kendini hissettirdiğini söylemek zor.
Yere sağlam basmak lazım
23/08/2013 02:00