İstanbul Modern’de açılan ‘Aklın Manzaraları’ sergisi, sanatçı Ali Kazma’nın kitaplara, yazıya ve belleğe dair mekânlara odaklanan video ve fotoğraf çalışmalarını bir araya getiriyor. Mürekkep atölyelerinden Orhan Pamuk ve Alberto Manguel’in yazar arşivlerine, kütüphanelerden matbaalara uzanan bu yolculukta izleyici, düşüncenin görünmeyen emekle kurduğu ilişkiye tanıklık ediyor.
İstanbul Modern, günümüzün önde gelen mercek tabanlı sanatçılarından Ali Kazma’nın kişisel sergisi ‘Aklın Manzaraları’na ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Öykü Özsoy Sağnak ve Demet Yıldız Dinçer’in üstlendiği sergide, Kazma’nın insan faaliyetlerinin anlamına odaklanan pratiğinden yola çıkarak, zihinsel emeğin edebiyata ve kitaplara dönüşümünü araştıran video ve fotoğraf çalışmaları yer alıyor. Sergi, aynı zamanda izleyiciyi video ve fotoğraf aracılığıyla ‘görünmeyeni görünür kılmanın olanakları’ üzerine düşünmeye davet ediyor.
Görünmeyen emeğin peşinde
İstanbul Modern’in birinci katındaki fotoğraf galerisinde bulunan sergide, Kazma’nın kitap, kütüphane ve yazı kültürü üzerine odaklandığı yeni işlerinin yanı sıra 2010’lu yıllardan bu yana gerçekleştirdiği videoları ve geniş fotoğraf arşivinden bir seçki yer alıyor. Sergi, sanatçının uzun bir aradan sonra Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk büyük ölçekli müze sergisi olma özelliğini taşıyor. Sergiyi birlikte gezdiğimiz küratör Demet Yıldız Dinçer, serginin çıkış noktasının Kazma’nın yaklaşık 15 yıl önce kendine sorduğu ‘Bir şair nasıl filme alınır?’ sorusu olduğunu aktarıyor. Sanatçının geçmişte bir sergisine de adını veren bu soru, Dinçer’e göre Kazma’nın bir yazarın zihinsel dünyasını görselleştirme çabasının başlangıcı. Daha önce zanaatkârlara, işçilere ve fiziksel üretim süreçlerine odaklanan Kazma’nın pratiği, bu sergiyle soyut üretime, yani düşünsel emeğe yöneliyor.
Dünyanın en eski mürekkebi
Serginin ilk bölümünde izleyiciler, Kazma’nın kitapların üretildiği, saklandığı, yazıldığı ve tasarlandığı mekânlara odaklanan fotoğraflarıyla karşılanıyor. Bu fotoğraflar aracılığıyla kitapların hem maddi hem de düşünsel evrenine giriş yapılıyor.Sanatçının Éditions Take5’in kurucusu Celine Fribourg ile birlikte ürettiği ve ‘kiaplar üzerine bir kitap’ olarak tanımladığı sanatçı kitabı ‘Recto Verso’ da bu bölümde yer alıyor.
Bu bölümdeki dikkat çekici objelerden biri de Sumi mürekkebi. Dinçer, bu mürekkebin hikâyesini sorduğumuzda, Kazma’nın bu yıl ürettiği ‘Sumi’ adlı videosunu işaret ediyor. Sanatçının Japonya’nın Nara kentinde 600 yıllık geleneksel mürekkep yapım sürecini belgelediği bu video, yazının doğuşunu somut bir üretim pratiği üzerinden ele alıyor. Ustadan çırağa aktarılan bu el işçiliği aracılığıyla Kazma, emek, ustalık ve bilginin aktarımı gibi temaları izleyiciye farklı bir bakış açısıyla sunuyor.

Alberto Manguel’in kütüphanesi
Serginin devamında yer alan iki kanallı ‘Alberto Lizbon’da’ videosu, en dikkat çekici işler arasında. Video, Arjantinli yazar ve kitap tarihçisi Alberto Manguel’in, Fransa’daki taş kilisede kurduğu kişisel kütüphanesinin taşınma sürecini belgeliyor. 40 bin kitaptan oluşan arşiv, bu taşınma sürecinde geçici olarak depoya kaldırılıyor, ardından Lizbon Belediyesi’nin tahsis ettiği bir villaya taşınıyor. Kazma’nın kamerası bu taşınmanın ötesinde, Manguel’in kitaplarla kurduğu entelektüel ve duygusal ilişkiyi de görünür kılıyor. Video, izleyiciyi yalnızca kitaplara değil, yazarın yaşam tarzına ve bireysel dünyasına da tanık ediyor. Bu kişisel evrenin küçük ama etkileyici bir parçası ise sergi mekânında beliriyor: Manguel’in ‘Alice Harikalar Diyarında’ karakterlerinden esinle yaptığı kuklalar, yalnızca videoda değil, fiziksel varlıklarıyla da karşımıza çıkıyor.
Orhan Pamuk’un yazı evreni
Mekânın bir diğer köşesinde ise bu kez Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un dünyasına açılan bir kapı beliriyor. ‘Mürekkep Evi’ ve ‘Sentimental’ adlı videolar, Pamuk’un kişisel arşivi ve yaşam alanını sanatçının perspektifinden görünür kılıyor. Kariyerinin başından beri romanlarını elle yazan yazarın defterleri, çizimleri, notları, okuduğu kitaplar ve evinin manzarası; yazma eyleminin nasıl şekillendiğini ve zamansal yapısını hatırlatıyor. Üç kanalda eş zamanlı akmayan bu video, her izleyişte farklı görüntüleri yan yana getirerek Pamuk’un yaratım sürecinin çok katmanlı doğasına işaret ediyor. ‘Sentimental’ ise
Pamuk’un ‘Veba Geceleri’ kitabını imzalarken Kazma ile yaptığı sohbeti kaydediyor. Yazarın imza süreci hızlı bir şekilde devam ederken ikilinin yaklaşan bir seyahat üzerine yaptığı gündelik sohbet, izleyiciye yazarın hem üretim hem de yaşam ritmine eş zamanlı bir bakış sunuyor.
Sergide, aralarında Kazma’nın 2013’teki 55. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda gösterilen ve mürekkep odaklı zanaatı konu edinen ‘Hat’ ve ‘Dövme’ yapıtlarının yanı sıra sanatçının not defterleri, Pamuk’un suluboya defteri de görülebiliyor.
Ali Kazma’nın ‘Aklın Manzaraları’ başlıklı sergisi, 1 Şubat 2026 tarihine kadar Burgan Bank-ON sponsorluğunda İstanbul Modern’de görülebilir.