Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin son 23 yılda enerji verimliliğinde tarihi adımlar attığını belirterek, “Özellikle salgın sonrasında, dünyada enerji yoğunluğunu en hızlı iyileştiren ülkelerinden biri olduk” şeklinde konuştu.
Bakan Bayraktar, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 11. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nın açılış töreninde konuştu.
Türkiye’nin büyüyen ekonomisi, gelişen sanayisi ve artan ihracatıyla birlikte nüfusun ve şehirlerin büyüdüğünü, bu doğrultuda enerji talebinin de her geçen yıl arttığını kaydeden Bayraktar, “Geçtiğimiz 23 yılda 3 kat büyüyen elektrik talebimiz, önümüzdeki 30 yılda da benzer şekilde 3 kat artacak.” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük oranda ithalatla karşıladığına değinerek, bu noktada en temel önceliğin artan enerji talebini karşılayarak vatandaşlara kesintisiz, güvenilir ve en düşük maliyetle enerjiyi sunmak olduğunu söyledi.
Aynı zamanda enerjide dışa bağımlılığı azaltarak kendi kendine yeten bir ülke olmak ve 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak istediklerini de dile getiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu hedeflere ulaşmak için dünyanın en modern filolarından biriyle, ‘mavi vatan’da ve dünyadaki farklı coğrafyalarda petrol ve doğal gaz arayan bir Türkiye var. Gabar’da ülkemizin en kaliteli petrolünü üretiyor, ülkemizin enerjisine enerji, gücüne güç katıyoruz. Akkuyu ile ülkemizin 70 yıllık rüyasını gerçeğe dönüştürüyor, ilk nükleer reaktörlerimizin inşasına kararlılıkla devam ediyoruz. Yenilenebilir enerjide son 23 yılda küresel ölçekte kayda değer bir kapasiteye ulaşırken YEKA yarışmalarıyla rüzgar ve güneş yatırımlarını teşvik ediyor, 2035 yılında 120 bin megavat kara ve deniz üstü rüzgar ile güneş kurulu gücüne ulaşmayı hedefliyoruz.”
Bayraktar, tüm bu faaliyetleri tamamlayacak, daha anlamlı kılacak konunun ise enerji verimliliği olduğunu belirterek, “Enerji verimliliği, artan enerji ihtiyacımızın karşılanmasında, aslında, en temiz ve en ucuz enerji kaynağımız. Enerji verimliliğini sadece bir tasarruf meselesi olarak da görmüyoruz. Enerji verimliliği sanayicimizin maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü artırıyor. Böylece daha az kaynakla daha çok değer üretmemize katkı sağlıyor.” diye konuştu.
“SON 23 YILDA ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE CİDDİ İLERLEME SAĞLADIK”
Küresel ölçekte enerji verimliliği yatırımlarının son 5 yılda yüzde 50 artarak 650 milyar dolar seviyelerine ulaştığını aktaran Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde son 23 yılda enerji verimliliğinde ciddi ilerleme sağladık, bu alanda tarihi adımlar attık. Türkiye’nin ilk iklim yasası niteliğindeki Enerji Verimliliği Kanunu’nu çıkardık. Binalardan ulaştırmaya, sanayiden tarıma kadar çok geniş bir yelpazede plan, proje, mevzuat ve politikaları ilk kez uygulamaya koyduk. Bu çalışmalarımızın neticelerini de almaya başladık. Özellikle salgın sonrasında dünyada enerji yoğunluğunu en hızlı iyileştiren ülkelerinden biri olduk. 2024 yılı başında Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve İkinci Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı kamuoyuna açıkladık. Ortaya koyduğumuz çok kapsamlı ve iddialı hedeflerimiz var. Bir önceki plan döneminde olduğu gibi, bu yeni hedeflere de ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.”
“ENERJİ VERİMLİLİĞİ FARKINDALIĞI İÇİN ÇOK YÖNLÜ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ”
Bayraktar, enerji verimliliği konusunda toplumu bilinçlendirmenin önemine dikkati çekerek, “Bu farkındalığı oluşturmak amacıyla çok yönlü ve eş zamanlı çalışmalar yürütüyoruz. Sosyal medya kampanyaları, ilkokul düzeyinden başlayarak farklı yarışmalar düzenliyoruz. Sanayi, üniversiteler ve inşaat sektöründe gerçekleştirdiğimiz yarışmalarla hem öğrencilerimizi hem de sektör profesyonellerini bu süreçlere dahil ediyor, bu alanda uzman kadrolar yetiştiriyoruz. Zira biliyoruz ki üretimden nihai tüketime kadar her aşamada enerjisini verimli kullanan bir Türkiye’ye ihtiyaç var.” değerlendirmesinde bulundu.
Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nın bu bütüncül yaklaşımın somut göstergesi olduğunu aktaran Bayraktar, şöyle konuştu:
“Bir taraftan şehirlerimizi, sanayimizi ve ekonomimizi daha verimli kılacak politikaları hayata geçirirken diğer taraftan bu alanda bizim medeniyet tasavvurumuza uygun sorumlulukla hareket ediyoruz. Çünkü enerji, yalnızca üretilecek ve tüketilecek bir kaynak değil, aynı zamanda insan ile tabiat arasındaki ilişkinin en güçlü alanlarından biri. Bu nedenle, enerjide attığımız her adımda insana ve çevreye karşı sorumluluğumuzu ve bu hassas dengeyi bir an olsun göz ardı etmiyoruz. Türkiye yüzyılını enerjinin yüzyılı kılacak olan şey işte bu dengeyi kurma iradesidir.” (AA)