Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terörsüz Türkiye süreciyle ülkemizi yarım asırlık prangadan, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı olarak kurtaracağız. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, toplantının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.
Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen kargo uçağında şehit olan 20 asker ve yangın söndürme uçağı pilotunun geçen hafta dualar ve gözyaşları ile hakka uğurlandığını anımsatan Erdoğan, şehitlere Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına sabır ve başsağlığı diledi.
Uçağın düşüş sebebinin tespitine yönelik incelemelerin titizlikle ve çok yönlü yapıldığını ifade eden Erdoğan, uzman ekiplerin değerlendirmeleri neticesinde ulaşılan bilgileri Milli Savunma Bakanlığının kamuoyuyla paylaşacağını belirtti.
Erdoğan, “8 Kasım’da Kocaeli Dilovası’nda meydana gelen yangın felaketinde vefat eden 7 emekçi kardeşime de Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. İstanbul’da ikisi çocuk 4 gurbetçimizin vefatıyla ilgili soruşturma da büyük bir hassasiyetle yürütülmektedir. İki hafta içinde 11 canımızı yitirdiğimiz her iki olayda ihmali, hatası, kusuru veya kastı olan kim varsa, bunlar tek tek tespit edilecek ve kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır.” diye konuştu.
Son grup toplantısından bu yana Türkiye İstatistik Kurumunun ekonomiye dair bazı önemli veriler açıkladığını dile getiren Erdoğan, 2025 yılı üçüncü çeyrek istatistiklerine göre, mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranının yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleştiğini, aynı dönemde iş gücünün 35 milyon 568 bine, istihdamın da 32 milyon 558 bine yükseldiğini söyledi. Erdoğan, 29 aydır işsizlik oranının tek hanede seyrettiğini vurguladı.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve sürdürülebilir büyüme üzerine bina edilen ekonomi programının neticelerini aldıklarına işaret eden Erdoğan, turizmde bu sene hem ziyaretçi sayısı hem de gelirde rekor kırılacağını kaydetti.
Erdoğan, “İhracat tarafında da hamdolsun oldukça güçlü gidiyoruz. Geride bıraktığımız son 30 ayın 22’sinde mal ihracatımızı artırdık. Temmuz ayında 24 milyar 911 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE REEL SEKTÖRÜMÜZLE İSTİŞARELERİMİZİ YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılı Ekim ayında ihracatın yüzde 2,3 artışla 24 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
“Ekim 2025 itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 270,2 milyar dolarla tarihin en yüksek seviyesine ulaştı” ifadesini kullanan Erdoğan, yılın ilk 9 ayında hizmet ihracatının 91,9 milyar doları, hizmet ticareti fazlasının ise 48,8 milyar doları bulduğuna işaret etti.
Erdoğan, 2024’te 379 milyar dolar olan mal ve hizmetler ihracatını 2025 yılı sonunda 390 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini, eylül ayı itibarıyla bu seviyenin aşılmış olduğunu tahmin ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milletçe hepimizi sevindiren bu gelişmelerin hayırlı olmasını diliyorum. Eylül ayı itibarıyla bu değerlendirmeler bu şekilde devam ederken Türk ekonomisinin akıncı beyleri olan ihracatçılarımızı inşallah her alanda desteklemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde başta sanayicilerimiz ve KOBİ’lerimiz olmak üzere reel sektörümüzle istişarelerimizi yoğunlaştıracağız. İş dünyamızın, esnafımızın, tüccarımızın, üreticimizin sesine daha fazla kulak verecek ekonominin kalbi olan bu kesimlerle daha sık bir araya geleceğiz.
Bu başarıları, bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara ve gümrük tarifeleri üzerinden yürüyen ticaret savaşlarına rağmen elde ettiğimizi de özellikle hatırlatmak istiyorum. Bir kez daha ihracatçı kuruluşlarımızı, iş insanlarımızı, işçilerimizi, ilgili bakanlarımız ve bürokratlarımızı emeklerinden ötürü kutluyor, ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum.”
“Milletimize hep şunu söylüyoruz, ‘Biz laf üretmeyeceğiz, sadece iş ve eser üreteceğiz’ diyoruz. Allah’a hamdolsun, bu sözümüzün de daima arkasında duruyoruz” diyen Erdoğan, Adıyaman’da 350 bininci afet konutunun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiklerini, konutların yüzde 78’inin tamamlandığını söyledi.
Depremzedeleri yeni yuvalarına kavuşturmak için 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçinin 7 gün 24 saat esasıyla gece gündüz demeden çalıştığını belirten Erdoğan, bu rakamların ne manaya geldiğini işin ehli olanların gayet iyi bildiğini vurguladı.
“DAHA DÜNE KADAR YARGIYI YEDEK KUVVET GİBİ KULLANANLAR, BUGÜN SUÇ ŞEBEKESİNİN HUKUKİ AKIBETİNİ SİYASİ KUMPAS OLARAK YAFTALIYORLAR”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul’a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar.” dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, partisi ile ana muhalefet arasında devasa bir farkın bulunduğunu belirtti.
“CHP Genel Başkanı ve yol arkadaşları siyaset namına sadece yalan ve polemik üretirken, kendilerinin saatte 23, günde 550 yeni konut ürettiklerini” ifade eden Erdoğan, “Bizler iktidar ve İttifak olarak ülkeye ve millete hizmet için, sorunları çözmek için koştururken ana muhalefet cenahı kendi ikballerinin, hırslarının, şahsi hesaplarının peşinde koşuyor. Bizimle yarışacak hizmet desen yok, bizimle aşık atacak eser desen yok, bizim ufkumuzu açacak öneri desen yok. Milletin sorunlarına çözüm üretecek vizyon desen, o da yok. Peki bunların yerine ne var? Bolca hakaret, küfür, siyasi nezaketsizlik var. Tehdit ve zorbalıkla aykırı her sesi susturma çabası var.” diye konuştu.
Dün gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı’nda bir video izlettirildiğini anımsatan Erdoğan, ana muhalefetin yine AK Parti’yi taklit ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii ortada millete gösterilecek tek bir eser ve hizmetleri olmayınca ellerinde sadece yolsuzluk dosyaları kalıyor. Allah var, CHP’lilerin yolsuzluk, rüşvet, irtikap dosyaları üzerinden giderlerse, videosunu yapacak malzeme bulmada hiç sıkıntı çekmezler. Baklava kutularından para kulelerine, villalardan valizlere kadar onlara en az birkaç sene yetecek malzeme var. Allah akıl fikir versin, diyorum. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin bu tükenmişlik sendromundan süratle kurtulmasını temenni ediyorum. Kurasını çektiğimiz yeni konut ve iş yerlerinin tekrar hayırlı olmasını diliyor, Rabb’imden evlerine kavuşan her bir kardeşimizin hanesine huzur, güven ve bereket vermesini niyaz ediyorum.”
AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nın gerçekleştirildiği salonda, “CHP’li belediyelerin yönettiği büyükşehirlerde yaşanan sorunlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylemleri ile AK Parti iktidarları dönemlerinde hayata geçirilen projeler ve deprem bölgesine yönelik yatırımlara” ilişkin video izletildi.
Videonun ardından konuşmasına devam eden Erdoğan, AK Parti’nin yelkenlerini milletin rüzgarının doldurduğunu dile getirerek, Türkiye’nin son çeyrek asrına damga vuran siyasetlerinin gücünü milletten aldıklarını, milletin duası ve desteğiyle bugünlere ulaştıklarını vurguladı.
“BU HESAP, YARGI MENSUPLARINI HEDEF ALARAK DA KAPATILAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten aldıkları güçle nice badireleri salimen atlattıklarının, hile ve kumpasları aştıklarının, darbe ve vesayet heveslerini boşa çıkardıklarının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Yargıyı siyasi bir kondisyon alanı olmaktan yine biz kurtardık. Ama 23 yıllık bu çabalarımızda karşımızda statükoyu bulduk, statükonun temsilcisi CHP’yi bulduk. İmtiyazlarını kaybetmek istemediler, milletle yargı önünde eşitlenmek istemediler. Tarafsız ve bağımsız yargıyı bir türlü kabullenemediler. Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul’a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar. Kabahat samurdan kürk olsa kimse üstüne almazmış, bunu anlıyoruz. Fakat CHP Genel Başkanı’nın niçin bizi ısrarla ve inatla bu davaya taraf yapmak istediğini anlayamıyoruz. Bu davanın avukatlığı Sayın Özel’e hayırlı uğurlu olsun. Şebekenin başıyla aralarındaki vekalet ilişkisi zaten biliniyordu. Ancak Sayın Özel şunu unutmasın; biz ne partilerinin içindeki mikro iktidar savaşlarının ne de yüz kızartıcı ithamlarla dolu bu davanın tarafıyız. Biz bu davada sadece adaletin samimi duacısıyız. Talep ve beklentimiz adil ve tarafsız bir yargılamayla gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması, suçu sübut bulanlardan hukuk önünde hesap sorulmasıdır.
Bu hesap siyasi hokkabazlıkla, inkarla, pişkin hırs misali suç bastırmakla, ‘en iyi savunma saldırıdır’ kurnazlığıyla kapatılamaz. Bu hesap, yargı mensuplarını hedef alarak da kapatılamaz. Bir yandan hak, hukuk, adalet serenatları yapıp, diğer taraftan adaleti nalıncı keseri gibi kendinize yontamazsınız. Bu davanın bir numaralı sanığı sizin belediye başkanınız veya başkanlarınızdır. Sadece o değil, bu davanın ihbarcıları da sizin adamınız, itirafçıları da sizin adamınız. Biz bu davanın hiçbir yerinde yokuz ve olmadık.”
Ana muhalefet partisinin bu davayı en başından beri siyasallaştırmaya gayret ettiğini, iddiaların vahamet ve ciddiyetini bilerek sulandırmaya çalıştığını millet gibi kendilerinin de gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Ancak yargı mercilerini, kendi doğal mecralarında, yasal ve anayasal sınırları içinde çalışır halde tutmak, müşterek hassasiyetimiz olmalıdır. Açık ve net söylüyorum; görevini yapan yargı mensuplarına ve yargının meşruiyetine bu kadar acımasızca saldırmanın, bunları örselemenin kimseye bir faydası olmaz. CHP yönetiminin giderek çirkinleşen, hırçınlaşan üslubunu hiç kimseye değil, aziz milletime havale ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Devletin başı olarak, işini doğrulukla, kanunlar ve nizam çerçevesinde cesaretle yapan bütün yargı mensuplarımızın yanındayız” ifadesini kullanan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’in artık oturduğu koltuğa yakışır bir olgunlukla hareket etmesini beklediğini dile getirdi.
Erdoğan, “Sizlerden de CHP’nin saldırgan diline prim vermemenizi, bunların oyunlarına asla aldanmamanızı rica ediyorum.” diye konuştu.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZA, İNSANLIĞA, İNSANİ DEĞERLERE DE SIRTIMIZI DÖNME LÜKSÜMÜZ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak 23 yıldır kesintisiz iktidarda olduklarını ve millet için aşkla çalıştıklarını belirtti.
Osmanlı Devleti’nin 30 Ekim 1918’de imzaladığı ateşkes anlaşmasıyla Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlubiyetle ayrıldığını hatırlatan Erdoğan, “Bir İstiklal Savaşı verdik, Cumhuriyetimizi kurduk. 1000 yıldır üzerinde yaşadığımız toprakların vatan hüviyetini kanımızla, canımızla bir kez daha teyit etmiş olduk. Biz burada Anadolu ve Trakya üzerinde müstakil devletimizi kurarken Osmanlı bakiyesi topraklar üzerinde de çok sayıda yeni devlet inşa edildi.” dedi.
Erdoğan, 1000 yılı aşkın süredir bir arada yaşadıkları, yüzyıllar boyunca kader birliği yaptıkları dost ve kardeş milletlerle aralarına fiziki sınırlar çizildiğine dikkati çekerek, “Milletimin her bir ferdinin, özellikle genç kardeşlerimizin bilmesini, idrak etmesini gönülden arzu ederim; gençler unutmayın, biz, devletlerden bir devlet değiliz, biz milletlerden bir millet değiliz.” ifadesini kullandı.
Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük cihan devletinin mirasını ve tecrübesini kanında, canında, ruhunda, zihninde hala diri tutan bir milletin fertleri olduklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bizim, millet olarak kökleri milattan önceki asırlara giden bir ordu tecrübemiz, devlet kurma, devlet idare etme tecrübemiz, medeniyetler inşa etme tecrübemiz var. Tarih bize son derece tabii olarak sahip olduğumuz tecrübelerle bir miras yüklüyor. Biz bir gece yatıp sabah bütün irtibatlarından, kardeşlik hukukundan, mirasından, mesuliyetlerinden azade olmuş bir millet olarak uyanamayız. Bu mümkün değil. Hiç kimse bu sözlerimi farklı yerlere çekmeye yeltenmesin. Her zaman ifade ediyorum: bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yoktur, olamaz. Hiçbir ülkenin iç işleri bizi ilgilendirmez. Her ülkenin bağımsızlığına sonsuz derece saygılıyız. Ancak bizim ecdadımızdan gördüğümüz üzere gönül coğrafyamıza, insanlığa, insani değerlere de sırtımızı dönme lüksümüz yok.”
Bir Erzurum türküsünün sözlerini okuyan Erdoğan, Yemen, Cezayir, Üsküp, Manastır, Selanik, Musul, Kerkük türkülerine dikkati çekti. Erdoğan, “Bu aziz millete fiziki sınırlar çizebilirsiniz ama gönül coğrafyasına sınır çizemezsiniz, o gönül coğrafyasını bu aziz milletin hafızasından silip atamazsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
“HEM SURİYE’Yİ HEM TÜRKİYE’Yİ BİRLİKTE BÜYÜTECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’nin kalıcı huzura, refaha, emniyete kavuşması için girişimlerimiz sürüyor. Suriye’nin yeniden imarında, inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak, hem Suriye’yi hem Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2002’de iktidara geldiklerinde “Kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimseye husumetimiz yok, gönül coğrafyamızla tekrar muhabbetle kucaklaşacağız” dediklerini anımsattı.
Erdoğan, “Türkiye’nin yıllar boyunca sırtını döndüğü, unutmaya ve unutturmaya çalışılan o gönül coğrafyamıza biz, tekrar bir tarihi vazife olarak yüzümüzü döndük. Biz, ‘Ülkemizin sınırları içerisinde kalacağız, o sınırları kanımızla canımızla muhafaza edeceğiz ama bizim gönül coğrafyamıza hiç kimse hudut biçemez’ dedik.” ifadelerini kullandı.
Yıllar boyunca hep aynı masalın anlatıldığını, bugün de aynı masalın ısıtılıp ısıtılıp önlerine getirildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Neymiş efendim ‘Araplar bizi sırtımızdan vurmuş’ hadi oradan. On yıllar boyunca Acem’e, Arap’a, Müslümanlara, tarihi ve coğrafyamıza, gönül coğrafyamıza, dostlarımıza, kardeşlerimize sırtlarını döndüler, sermayeyi bile renklere ayırdılar. Amerika, Avrupa, Rusya, Çin bizim gönül coğrafyamıza yatırım yaparken, oradan yatırım çekerken, içeride bir çete ‘Arap sermayesi, yeşil sermaye, irtica’ diyerek bizi sırtımızdan vurdular. Bu yalanı söyleyerek Türkiye’ye en büyük kötülüğü yaptı, en büyük zararı verdiler. Onlar devasa yolsuzluğun, pisliğin, bataklığın üzerini örtmeye çalışırken, biz pergel gibi bir ayağımız Ankara’da diğeriyle bütün dünyayı, bütün gönül coğrafyamızı karış karış dolaşıyor barışın, huzurun, adaletin mücadelesini veriyoruz.”
Bir taraftan asrın en büyük felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sardıklarını, 350 bin konutu inşa edip hak sahiplerine teslim ettiklerini, şehirleri ayağa kaldırdıklarını ve her gün açılışlar yaptıklarını anımsatan Erdoğan, diğer taraftan da Filistin’de mazlumların yanında durduklarını, Ukrayna’da barış için çabaladıklarını, Sudan’da akan kanı durdurmaya çalıştıklarını vurguladı.
Erdoğan, “Tüm dünyanın, bunun yanında Türk dünyasının, İslam aleminin, nerede bir mazlum ve mağdur varsa tüm imkanlarımızla dost ve kardeşlerimizin yanındayız. Bunu yapmazsanız tarihe ihanet etmiş olursunuz. Bunu yapmazsanız ecdadın size yüklediği mirasa haksızlık etmiş olursunuz. Bunu yapmazsanız Türkiye’yi büyütemez, Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçiremez, sofradaki ekmeği çoğaltamazsınız.” diye konuştu.
“SURİYE’NİN GÜVENLİĞİ UNUTMAYIN BİZİM GÜVENLİĞİMİZDİR”
Türkiye’nin katliamdan kaçan milyonlarca Suriyeliye kucak açtığını hatırlatan Erdoğan, insafı, vicdanı, kalbi olmayan, insanlıktan nasibini almayanların kışkırtmalarına rağmen milletin sabırla misafirlerine sahip çıktığını belirtti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu CHP değil miydi, ‘Biz gelir gelmez, Suriyelileri tekrar memleketlerine göndereceğiz’ diyen. Ne oldu, böyle bir şeyi yapabildiler mi? Yine Suriyeli kardeşlerimiz şu anda bizim misafirimiz olarak topraklarımızda kalıyor. Bir yıl önce Suriye’de o mazlumlar, devrim yaptılar. Devrimi Suriyeliler yaptı ama bu aziz millet, o devrim sayesinde bir kez daha şerefine şeref kattı. Ensar ruhuyla o muhacirlere sahip çıktığımız için biz şereflendik. Suriye devriminin gerçekleşmesini sağladığımız için şereflendik. Şimdi misafirlerimiz kendi vatanlarına dönüyorlar. Dönerken bize ve milletimize dua ediyorlar. Şam’ın, Halep’in Hama’nın, Humus’un, Lazkiye’nin sokaklarında Türkçe ikinci dil olarak konuşuluyor. Suriye’nin kalıcı huzura, refaha, emniyete kavuşması için girişimlerimiz sürüyor. Suriye’nin yeniden imarında, inşasında da inşallah yine kardeşlerimizin yanında olacak, hem Suriye’yi hem Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz. Suriye’nin güvenliği unutmayın bizim güvenliğimizdir. “
Filistin, Sudan, Azerbaycan, KKTC, Irak, İran ve Ukrayna’nın güvenliğinin Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu dile getiren Erdoğan, ufku dar olanların, bu vizyonu asla anlayamayacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Maarif Vakfı, Türk Hava Yolları ve yardım kuruluşlarıyla, iş adamlarıyla, müteahhitlerle bugün dünyanın her yerinde var olduklarını, dünyanın her yerinde varlık gösterdiklerini vurguladı.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Hem elimizi uzatıyor hem el uzatanların elini tutuyoruz. Hem kazanıyoruz hem kazandırıyoruz. Biz başkaları gibi değiliz. Biz, sömürmenin peşinde değiliz. Biz, hiç vermeyip sürekli alanlardan değiliz. Biz, gayriinsani, gayri vicdani hesaplar içinde değiliz. Biz, Selçuklu’nun torunlarıyız, biz Osmanlı’nın torunlarıyız, biz yıkmak için değil gönüller yapmak için oralardayız. Unutmayın biz rahmete, berekete gönülden iman etmiş bir milletiz. Parti olarak böyle bir kadroyuz. Afrika’ya Asya’ya, Latin Amerika’ya hemen yanı başımızdaki mazlum coğrafyalara ulaşmaya çalışırken çalmak, çırpmak, yağmalamak, sömürmek için değil muhabbetle kucaklaşmak için giden insanlarız. Tam 23 yıldır, işte böyle bir imanla, misyonla, anlayışla hareket ediyoruz.
Biz meselelere, gönül gözüyle bakıyoruz. Onun için de Rabb’imiz yolları açıyor, seferi kolaylaştırıyor. Men sabera, zafera. Rabb’imiz rahmetini, bereketini bizlerden esirgemiyor, hamdolsun. Cenabıallah’a sonsuz şükürler olsun. 23 yıl böyle geldik. Gözümüzü ufuktan hiçbir zaman ayırmadık. Kardeşlerimize sahip çıkmaktan hiçbir zaman vazgeçmedik. Bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Bu imanla, şuurla, samimiyetle devam ettiğimiz müddetçe inşallah çok daha fazla kapı açılacak, hem Türkiye büyüyecek hem de coğrafyamız huzura, emniyete, selamete kavuşacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin ne söylediğine bakmadıklarını, ufuklarının çok geniş olduğunu vurgulayarak, “Biz milletle aynı ufka bakıyoruz. Biz milletle aynı gönül coğrafyasında yaşıyoruz. Kimileri burunlarının ucunu dahi göremezken, biz Meclis’in penceresinden baktığımızda yanı başımızdaki Altındağ’ı da Sincan’ı da görüyor. Gazze’yi, Hartum’u, Bakü’yü, Buhara’yı, Şam’ı, Kudüs’ü ve çok daha uzakları görüyoruz.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TERÖR MUSİBETİNDEN TAMAMEN KURTULMASININ VAKTİ ARTIK ÇOKTAN GELMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir prangadan, kanını, canını, kaynaklarını, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız.” dedi.
Erdoğan, Türkiye’de iç barışı ve huzuru güçlendirdikçe, ülkenin iç cephesini tahkim ve takviye ettikçe dışarda da güç kazandığını, itibar ve nüfuz kazandığını söyledi.
İçeriyi sağlama aldıkça dışarda rahat hareket ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “İçerde, kronik sorunlarımızı çözdükçe, dışarda sorun çözme kabiliyetimizi geliştirdik. Böylece 23 yıl gibi kısa bir süre içinde Türkiye’yi bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi daha büyük bir atılımın, daha büyük bir şahlanışın eşiğindeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir prangadan, kanını, canını, kaynaklarını, enerjisini emen büyük bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Atacağımız adımları çok büyük bir titizlikle planlıyoruz. Omuzlarımızda 86 milyonun mesuliyetini ve kutsal emanetini taşıdığımızın bilinciyle davranıyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak işte bu samimi çabanın, gayretin içindeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde hamdolsun bugüne kadar gayet olumlu, umut ve cesaret verici ilerlemeler kaydettik. Bilhassa Gazi Meclisimizin çatısı altında oldukça geniş bir katılımla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun kurulmasıyla süreç hem toplumsal bir boyut kazandı hem de çok farklı bir ivme yakaladı.”
Erdoğan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun bugüne kadar iş dünyasından, insan hakları kuruluşlarına, akademi mensuplarından, sendikalara, emekli askerlerden şehit ve gazi derneklerine kadar milleti temsil eden tüm kesimleri dinlediğini anımsattı.
Komisyona katılan konuşmacıların görüş ve önerilerinin dikkatle not edildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
“Meclis Başkanımız maruz kaldığı hadsizliklere ve edepsizliklere rağmen komisyonun bütün bu kıymetli çalışmalarına başarıyla riyaset etti. DEM heyeti ve grubu aynı şekilde gayet sağduyulu bir tavır içinde oldu. Cumhur İttifakı ortağımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de ilk günden itibaren yaptığı cesur, ufuk açıcı, yol gösterici açıklamalarıyla sürecin bugünlere gelmesine eşsiz katkılar sağladı. Bizler de gerek hükümet gerekse parti olarak son derece hassas bir çizgide yürüyerek sürece mihmandarlık yaptık. Sorumluluğumuz çerçevesinde ve hukuk dairesinde ne gerekiyorsa onun yerine getirilmesinde asla imtina etmedik. Elbette bu dönemde, bilinen bilinmeyen pek çok badireyi atlattık. Pek çok sabotajı savuşturduk, düğümü çözdük.”
Komisyonun, 17. toplantısının dün gerçekleştirildiğini anımsatan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’ın, komisyonu ve milletvekillerini gelinen son aşamayla ilgili bilgilendirdiğini ifade etti.
Toplantıda, sürecin selameti açısından yapılmasında fayda görülen hususların Komisyon üyeleriyle açık yüreklilikle paylaşıldığını anlatan Erdoğan, “Tüm ikbalini sürecin akim kalmasına bağlayanlara inat, komisyonun fikir ve hedef birliği içinde çalışmasını son derece kıymetli buluyorum. Komisyonun, ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle birlikte ülkemiz demokrasisine, birlik ve beraberliğimize, toplumumuzun farklı kesimleri arasında diyalog ve empatinin güçlenmesine yaptığı katkıları takdirle karşılıyor, Meclis Başkanımızı ve komisyon üyelerimizi canıgönülden tebrik ediyoruz.” diye konuştu.
“KOMİSYONUN SÜRECİ YAPICI, SAĞDUYULU VE UZLAŞMACI ANLAYIŞ TEMELİNDE SÜRDÜRECEĞİNE İNANIYORUM”
Erdoğan, Komisyonun bir sonraki toplantısının cuma günü yapılacağını hatırlatarak, “Komisyonun sonraki oturumu dahil, bundan sonraki süreci de aynı yapıcı, sağduyulu ve özellikle uzlaşmacı anlayış temelinde sürdüreceğine inanıyorum.” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’nin sırtında adeta büyük bir belaya dönüşen terör musibetinden tamamen kurtulmasının vakti artık çoktan gelmiştir. Verilen mücadeleyi, ödenen bedelleri, çekilen çileleri ‘Terörsüz Türkiye’ ile taçlandırmamız gerekiyor. Bunun sorumluluğu herkesten ve her şeyden önce 86 milyonu temsilen bu yüce çatı altında görev yapan siz milletvekillerinin omuzlarındadır. Terörün açtığı yaraları kardeşlik merhemiyle sarmış, güçlü bir Türkiye’nin inşasında yalnızca ülkemizin değil bölgemizin ve geleceği şekillendirecek, huzur, refah ve barış ikliminin kökleşmesinde, hepimize, Meclis’teki her bir milletvekiline, millete karşı mesuliyet duygusu taşıyan tüm siyasi partilere çok önemli görevler düşüyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak en başından beri hep siyaset üstü bir zeminde ele aldığımız bu süreci suhuletle menziline ulaştırmak istiyoruz.
Milletimizin bizden beklentilerinin idrakiyle önümüze gelen konularda çözüm odaklı bir yaklaşım içinde olacağız. Samimi temennim odur ki komisyondaki tüm partiler ve üyeler de bizimle aynı sorumlu ve duyarlı davranışı sergiler daha yapıcı bir tutum takınırlar. Biz bu noktada ümitvarız, Komisyonun Türkiye için, Türkiye’nin güvenli geleceği için, milletimizin birlik ve beraberliği için, en doğru, en isabetli kararı vereceğine yürekten inanıyorum. 86 milyonun el ele vererek, birlik ve dayanışma bayrağımızı hep birlikte yücelterek, önce ‘Terörsüz Türkiye’ ve ardından terörsüz bölge hedeflerimize er ya da geç ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum.”
“SONUÇTA KAZANAN TÜRKİYE OLACAK”
Erdoğan, AK Parti’nin, Türkiye’nin ve milletin menfaatini her türlü çıkarın üzerinde gören bir kadroya sahip olduğunu belirterek, “Çeyrek asır boyunca hep ‘önce milletim, önce memleketim’ dedik. Bu ülke için yeri geldi elimizi, yeri geldi tüm gövdemizi taşın altına koyduk. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde de aynı özgüvenle millet ve memleket aşkıyla hareket ediyoruz. Parti ve ittifak olarak tek bir gayemiz var o da milletimizin böğrüne saplanan bu kanlı hançeri ebediyen çıkarmaktır. Buna daha önce hiç olmadığımız kadar yakınız. Allah’ın izniyle milletimizin duasıyla bunu başaracağız. 86 milyon olarak, inşallah bunu hep beraber başaracağız. Şunu herkes bilsin, anlasın, ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ düsturuyla çıktığımız bu yolculukta sonuçta kazanan Türkiye olacak, milletimiz olacak. Kazanan mutlaka kardeşlik olacaktır. Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Şii fark etmeksizin kazanan bölgemizdeki tüm halklar, tüm kardeşlerimiz olacaktır. Cenabıallah bizlere hayırlı bir sonuç nasip etsin. Rabb’im umduklarımıza bizleri nail eylesin. Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grubu’nun, Genel Kurul ve komisyon faaliyetlerine eksiksiz katılımının önemli olduğunu vurgulayarak, “Unutmayınız hepimiz bu çatı altında milletimize hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu asli görevimizi en güzel şekilde yerine getirmekle mükellefiz. Şayet görevin ifası noktasında bir aksama, tavsama veya özensizlik olursa bunun vebalini hiçbirimiz kaldıramayız.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının ardından, AK Parti’ye katılan, Antalya Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım ve Konya Sarayönü Belediye Başkanı Necati Koç’a rozet taktı.
Grup toplantısının çıkışında Erdoğan, toplantıya katılan gazilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. (AA)
