Almanya, İkinci Dünya Savaşı sonrası kısıtlamaların ardından ordusunu güçlendirme yolunda önemli adımlar atıyor. Başbakan Friedrich Merz, ülkenin “Avrupa’nın en güçlü konvansiyonel ordusu” olacağını açıkladı.
Almanya, Avrupa’nın güvenliğinin yıllardır NATO ve ABD’nin sorumluluğuna bırakılması nedeniyle ihmal edildiği belirtilen ordusunu yeniden güçlendirmek amacıyla savunma stratejisinde kapsamlı bir dönüşüm başlattı.
Başbakan Friedrich Merz, “Avrupa’nın en güçlü ordusunu kurma” sözü verirken bu kapsamda ülkenin asker sayısı ve harbe hazırlık seviyesinin artırılması yanında savunma kapasitesinin yeni tehdit algısına göre şekillendirilmesi hedefleniyor.
Almanya’nın savunma politikalarında yaşanan bu keskin dönüşüm, sadece askeri kapasitenin artırılmasıyla sınırlı değilken Avrupa güvenlik mimarisinde ülkenin üstleneceği yeni rolün de işaretlerini taşıyor.
Rusya tehdidi, ABD’nin küresel güvenlikteki öncelik değişimleri ve transatlantik ilişkilerdeki belirsizlikler Berlin’i daha bağımsız, daha hazırlıklı ve daha caydırıcı bir askeri yapılanma arayışına yöneltiyor.
Bu çerçevede savunma bütçesinin tarihi seviyelere çıkarılması, modern teknolojilere yatırım yapılması ve uluslararası operasyonlarda daha etkin bir varlık gösterilmesi, Almanya’nın yeniden şekillenen güvenlik vizyonunun temel taşları olarak öne çıkıyor.
ALMAN ORDUSU ASKER SAYISINI ARTIRMAYI HEDEFLİYOR
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da Nazi ordusu olarak bilinen “Wehrmacht” dağıtıldı.
Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı ile ikiye bölünmesinin ardından Batı kontrolündeki Federal Almanya Cumhuriyeti’nde 12 Kasım 1955’te kurulan ve bu yıl 70. yılını kutlayan Alman Silahlı Kuvvetleri, başlangıçta da tartışmalara yol açtı.
İkinci Dünya Savaşı’nın galip güçleri ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği, Almanya’nın tamamen silahsızlandırılması konusunda hemfikirdi.
Ancak Kore Savaşı ile Avrupa’da Sovyet saldırısı korkusunu artarken Almanya’nın ordu kurması gerektiğine karar verildi.
Bugün Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr), kara, deniz, hava ve siber olmak üzere dört ana bileşenden oluşuyor.
Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılmasından 2020’ye kadar askeri harcamalar, ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 2’sinin altında kaldı.
Buna neden olarak ülke savunmasında dış tehdit algısının olmaması ve Alman ordusunun Nazi döneminin bıraktığı olumsuz imaj gösteriliyordu.
Bundeswehr’in toplam personel kadrosu 2025 yazı itibarıyla 182 bin üniformalı ve 81 bin sivil olmak üzere toplam 263 bin civarında bulunuyor.
2035’e kadar profesyonel asker sayısını 260 bine çıkarmayı hedefleyen Alman ordusu ayrıca muhtemel savaş dönemi için 200 bin yedek personeli de hazır tutmayı planlıyor.
Alman Savunma Bakanlığına göre, ordu çalışanlarının yüzde 9’unu göçmen kökenliler oluşturuyor.
Doğu Almanya ile Batı Almanya’nın 1990’daki birleşmesinden sonra Doğu Almanya’nın askeri yapısının bir kısmı Batı Almanya tarafından entegre edildi.
O dönem Alman ordusunun toplam personel sayısı 480 bin civarındaydı.
Alman ordusunda ilk kadın askerler 1975’te sıhhiye ve müzik bandosunda görev aldı.
2000 yılında yapılan yasa değişikliğiyle kadınların da gönüllü olarak askerlik hizmeti yapabilmesine imkan tanındı.
Halihazırda Alman ordusunun yaklaşık yüzde 13’ü kadınlardan oluşuyor. Mevcut Alman Genelkurmay Başkan Yardımcısı Nicole Schilling de sıhhiye sınıfından gelen bir asker.
Özellikle 2010 ile 2020 yılları arasında ordudaki yetersizlikler Alman basınında geniş yer buldu.
Ordudaki birçok uçak, helikopterler ve tanklar ile kışlanın kullanılamayacak durumda olması Alman ordusuna yönelik hazırlanan raporlarda da yer aldı.
Özellikle Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve ordunun yeniden yapılandırılması gibi nedenlerle 2011’de zorunlu askerliğin askıya alınmasına karar verildi.
DÖNÜM NOKTASI
Almanya o dönem orduyu profesyonelleştirme ve küçültme planları yaparken, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’da başlattığı savaş Alman ordusu açısından durumu yeniden değiştirdi.
Dönemin Başbakanı Olaf Scholz, Almanya’nın artık ordusunu modern silahlarla donatmak ve kapasitesini artırmak için büyük yatırımlar yapması gerektiğini belirterek, bunu bir dönüm noktası olarak nitelemiş ve 100 milyar avroluk özel bir fon ayrılmasına karar vermişti.
Hükümet, 2022’de ilan edilen “Zeitenwende” doktriniyle, Soğuk Savaş sonrası şekillenen düşük yoğunluklu savunma yaklaşımını terk ederek daha kapsamlı, askeri ağırlığı artmış ve sanayi odaklı bir strateji benimsedi.
Mevcut Başbakan Friedrich Merz, Alman ordusunun “Avrupa’nın en güçlü konvansiyonel ordusu” olacağı sözünü veriyor.
Almanya’nın yeni savunma stratejisi, ülkenin güvenlik yaklaşımını köklü biçimde yeniden şekillendiriyor.
Yeni strateji daha yüksek askeri harcamayı, savunma sanayisinin güçlendirilmesini, NATO içinde daha iddialı bir rol üstlenilmesini ve ülke içi dayanıklılığın artırılmasını hedefliyor.
Ancak hükümetin açıkladığı hedefler ile Bundeswehr’in sahadaki kapasitesi arasında halen önemli bir boşluk bulunduğu değerlendiriliyor.
Almanya’nın gelecek yıllarda bu farkı kapatmak için daha hızlı tedarik süreçleri, nitelikli personel politikası ve sürdürülebilir finansman modelleri geliştirmesi bekleniyor.
Savunma Bakanlığı da asker sayısını uzun dönemde 460 bine çıkartmayı hedefliyor.
Savunma Bakanlığına ait internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Bakanlık 2026 için dış güvenliğe 108 milyar avrodan fazla yatırım yapmayı planlıyor.
2029 yılında Savunma Bakanlığı bütçesinde savunma harcamaları yaklaşık 152 milyar avroya çıkacak.
Bu, 2023’e göre üç kat artış anlamına geliyor.
Alman hükümeti, asker açığını kapatmak için reform öngören yasa tasarısını kabul etti.
Alman ordusu 1990’lı yıllardan bu yana Birleşmiş Milletler (BM), NATO veya Avrupa Birliği’nden (AB) müttefikleriyle yurt dışı askeri misyonlarda yer alıyor.
Federal Meclis verilerine göre, halihazırda yaklaşık 900 Alman askeri üç kıtada 9 farklı misyonda görev yapıyor.
Bundeswehr, tarihindeki ilk kez bu yıl, Litvanya Tugayı ile ülke dışında büyük bir birlik konuşlandırdı.
Vilnius’taki Tank Tugayının, 2027’ye kadar yaklaşık 4 bin 800 asker ve 200 sivil personel ile NATO’nun doğu kanadını güçlendirmesi bekleniyor.
Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez geçen yıl 15 Haziran Gaziler Günü ilan edildi ve ilk kez bu kapsamda etkinlik düzenlendi.
ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ: ENTEGRE GÜVENLİK ANLAYIŞI
Haziran 2023’te yayımlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi, Almanya’nın güvenlik yaklaşımında sivil ve askeri unsurları birleştiren “entegre güvenlik” kavramını resmileştirdi.
Strateji, enerji güvenliği, ekonomik dayanıklılık, siber savunma, kritik altyapının korunması ve askeri caydırıcılık gibi alanları tek çerçevede topladı.
Berlin yönetimi risklerin artık “çok boyutlu” olduğunu vurgulayarak, savunmanın sadece orduyla sınırlı olmadığı bir model benimsedi.
ALMAN ORDUSU, “PARLAMENTO ORDUSU” OLARAK NİTELENDİRİLİYOR
Alman ordusu, “parlamento ordusu” olarak adlandırılıyor. Bunun sebebi temel yönetim ve denetiminin Federal Meclisin (Bundestag) elinde olması. Bu, ordunun siyasi bir otoriteye tabi olduğunu ve silahlı operasyonlar dahil tüm önemli kararların parlamentonun onayıyla alındığını ifade ediyor.
Bu nedenle Federal Meclis, Alman ordusundan sorumlu bir kişiyi 5 yıllığına seçiyor.
Söz konusu sorumlu, ordunun genel durumu hakkında her yıl rapor hazırlayarak Federal Meclisi bilgilendiriyor.
AŞIRI SAĞ SORUNU
Alman ordusunda aşırı sağcı vakalar da her zaman güncelliğini korumaya devam ediyor.
Savunma Bakanlığı verilerine göre 2024’te, orduda 280 aşırı sağcı vaka kayıtlara geçerken aşırı sağcı olduğu tespit edilen 90 askerin de orduyla ilişiği kesildi. 2023’te ise bu vakaların sayısı 205 ve ordudan atılan asker sayısı 72 olarak kayıtlara geçmişti.
Söz konusu askerler “Hitler selamı” vermek, ırkçı sloganlar atmak, Yahudi düşmanlığı yapmak ve diğer suçlamalardan ordudan atıldı.
Çeşitli kaynaklara göre, Alman ordusunda yaklaşık 3 bin Müslüman asker görev yapıyor.
ALMANYA’DAKİ ABD ASKERİ VARLIĞI
ABD Silahlı Kuvvetleri hala Almanya’da ciddi bir askeri mevcudiyete sahip.
Almanya’da aktif görevli ABD askeri personel sayısı 37 bin civarında bulunuyor.
Ülkenin farklı bölgelerinde 40 kadar ABD askeri tesisi aktif durumda bulunuyor. Ramstein Hava Üssü, ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ve ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) ile Spangdahlem Hava Üssü, Almanya’da en bilinen ABD varlıkları olarak öne çıkıyor.
SAVUNMA SANAYİSİ ALTYAPISI
Savunma sanayisinde Almanya denizaltılar, korvetler, zırhlı muharebe araçları, topçu sistemleri, radar ve sensör teknolojilerinde Avrupa’nın önde gelen üreticileri arasında yer alıyor.
Ayrıca ihracatta U-214 denizaltıları, Leopard tankları, Puma zırhlıları ve çeşitli hava savunma sistemleri öne çıkıyor.
Alman ordusunun en büyük tedarikçileri Airbus, Heckler ve Koch, Rheinmetall, KNDS, ThyssenKrupp Marine Systems, MBDA, Hensoldt, Diehl Defence, Renk Group, MTU Aero Engines firmalarından oluşuyor.
Globalfirepower sitesine göre, Almanya 2025 askeri güç sıralamasında dünyada 14. sırada bulunuyor.
Alman ordusu 288 helikopter, yaklaşık 300 tank (Leopard sınıfı), 210’u savaş uçağı toplam 584 uçağa sahip. Deniz kuvvetlerinin ise 71 gemi ve 6 denizaltısı bulunuyor.
Almanya ayrıca 50 F-35 siparişi vermiş durumda. Bu uçaklar geldiğinde Alman Hava Kuvvetleri, Tornado uçaklarını bırakarak sadece Eurofighter ve F-35 savaş uçaklarına sahip olacak.
Ülkenin MG4 makineli tüfeği, Taurus seyir füzesi, Marder ve Puma zırhlı araçları da bulunuyor.
HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ
Almanya hava savunma sistemlerinde de güçlü bir üretici ve ihracatçı konumunda.
IRIS‑T SLM gibi hava savunma sistemi bulunan ülke, bunun dışında ABD tarafından üretilen Patriot ve İsrail’den alınan Arrow 3 füze savunma sistemine sahip.
Alman ordusunda ayrıca “Skyranger 30” gibi mobil hava savunma sistemleri de bulunuyor.
Almanya bu yıl, İsrail’den Arrow 4 hava savunma sistemi almak istediğini açıkladı.
Fransa, Almanya ve İspanya’nın ortaklığında geliştirilen, “Geleceğin Muharebe Hava Sistemi” olarak bilinen FCAS projesi ise sadece 6. nesil savaş uçağı değil, aynı zamanda insansız hava araçları, yeni nesil mühimmatlar ve uydu bağlantıları gibi unsurları içeren kapsamlı “hava savaşı mimarisi” olmayı hedefliyor.
Bu unsurların yapay zeka destekli bir “savaş bulutu” ile birbirine bağlanması planlanıyor.
FCAS, Avrupa ülkelerinin gelecekteki hava savunma yeteneklerini yeniden tanımlamayı amaçlıyor ancak Almanya ile Fransa arasındaki telif anlaşmazlıkları projenin başlamasına engel oluyor. (AA)
