Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, KIZILELMA’nın havadan havaya görüş ötesi hedefi vurmasına ilişkin, “Bu görevde, uçağı biz ürettik, radarı biz ürettik, füzeyi biz ürettik. Füzenin lazer sensörlü hedef algılayıcısı burada. Yurt dışından vermediler, onu da biz ürettik. Kimse merak etmesin, bizden neyi esirgiyorlarsa, biz Allah’ın izniyle, onun daha iyisini yerli ve milli olarak geliştireceğiz ve üreteceğiz.” dedi.
Bakan Kacır, Bakanlığın 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda konuştu.
Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, küresel üretim ve ticaretin yeni bir döneme girdiğini, serbest ticaret yaklaşımının artık terk edildiğini anlattı.
Küresel ekonominin ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya kaydığını söyleyen Kacır, böylesi bir tabloda sanayi ve teknoloji kabiliyetlerinin stratejik değer taşıdığına dikkati çekerek şunları söyledi:
KATMA DEĞER ÜRETEN BİR SANAYİ ALTYAPISI: Küresel üretim ve ticaret yeni bir döneme girdi. Uzunca zamandır devam eden serbest ticaret yaklaşımı artık terk ediliyor. Korumacılık tedbirleri, gümrük duvarları, ticaret engelleri, yerinde üretim, dostlardan tedarik yaklaşımları yükseliyor. Evvelden çok daha sınırlı sayıda ürün ve sektöre yönelik olan engellemeler, artık pek çok alanda olağan görünüyor. Kritik ham madde ya da teknoloji ihracatının kısıtlanması yaygınlaşıyor. Küresel ekonominin ağırlık merkezi batıdan doğuya kayıyor. Böylesi bir tabloda, sanayi ve teknoloji kabiliyetleri stratejik değer taşıyor. Pek çok ülke bu gerçeği henüz farketti. Biz ise, ülkemizi bugünlere kuvvetli şekilde hazırladık. Geçmiş sanayi devrimlerini ıskalamanın bedelini çok ağır ödemiştik. Fakat şimdi, yeni teknolojilerin sunduğu fırsatları değerlendirmeyi başaran bir ülkeyiz. AK Parti iktidarları döneminde montaj sanayii değil, katma değer üreten bir sanayi altyapısı inşa ettik.
23 YILDA GELİNEN NOKTA: Sanayi üretimimizde katma değer 41 milyar dolardan 241 milyar dolara yükseldi. Dünyada 21. sıradan 14. sıraya çıktık. Bizim gerimizde olan hiçbir ülke önümüze geçebilmiş değil. Türkiye, Çin’den sonra Avrupa’ya kadar uzanan kuşağın ürün ve ihracat pazarı çeşitliliği açısından en yüksek rekabet gücüne sahip ülkesi haline geldi. Askeri insansız hava araçlarında dünyada birinciyiz. Ticari araç, otobüs, beyaz eşya, güneş paneli, çelik, tekstil ve ağaç ürünleri üretiminde Avrupa’da lideriz. Yenilikçi kabiliyetlerimiz sanayimizin tüm alanlarında büyük kazanımları beraberinde getirdi. Hükümetlerimiz döneminde çelik üretimimizi 16,5 milyon tondan 37 milyon tona yükselttik. Demir-Çelik ihracatımız 3,5 milyar dolardan 28,5 milyar dolara çıktı. 2002’de Avrupa’da dördüncü sırada idik şimdi lider üreticiyiz. Önümüzdeki dönemde yeşil dönüşüm hedefiyle, hidrojen kullanımı, alternatif enerjiler, karbon yakalama ve tesis modernizasyonu yatırımlarını hızlandıracağız.

OTOMOTİVDE İHRACAT REKORU: Otomotiv sektörümüz bu yıl 41,5 milyar dolar ile ihracat rekoru kırdı. 23 yılda yıllık otomobil üretimimizi 357 binden 1,4 milyona çıkardık. Elektrikli, sürücüsüz ve bağlantılı araç teknolojileriyle büyük dönüşümlerin yaşandığı sektörde yeniliklerin öncüsü olmak adına yatırımlarımızı yüksek teknoloji odaklı yönlendiriyoruz. Yerli elektrikli otomobil markamız Togg, 80 bin’den fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti. 36 bin 700 şarj bağlantısını 81 şehrimize yaygınlaştırdık. 8 küresel markanın fabrikalarının bulunduğu sektörümüzün rekabet gücünü artıracak yenilikçi modellerin ülkemizde üretilmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
SEKTÖRLERDE ARTAN İHRACAT: Kimya sektöründe ihracatımızı 23 yılda 2,7 milyar dolar’dan 31 milyar dolar’a yükselttik. Değer zincirinin erken basamaklarındaki ürünlere yönelik ara malı ve hammadde yatırımlarına hız kazandırdık. Son 10 yılda kimya sektöründe büyük ölçekli projelere sunduğumuz teşviklerle 19 milyar dolarlık yatırımın önünü açtık. Adana Ceyhan’daki Endüstri Bölgelerinin önümüzdeki dönemde entegre kimya sanayii yatırımlarının adresi olmasını sağlayacağız. Ülkemizde kullanılan ilaçlarda değer bazında yüzde 57, kutu bazında yüzde 92 yerel üretime sahibiz. 13 biyoteknolojik üretim tesisi kurulmasını sağladık. Biyoteknolojik ilaçlar ve ileri tedavi yöntemlerinde Ar-Ge çalışmalarını hızlandırıyoruz. Kamu alımlarını daha etkili bir araca dönüştürerek yüksek teknolojili tıbbi cihazlarda yetkinliğimizi artıracağız.
MİLLİ HEDEF ALGILAYICI MİHAL MECLİS KÜRSÜSÜNDE: Yerli ürünlerimizin payını yüzde 20’lerden yüzde 80’lerin üzerine çıkardık. Savunma sanayii ihracatımız 23 yılda 248 milyon dolardan 8,4 milyar dolara yükseldi. Bu yıl, yüzde 30 artış yakaladık. İnsansız Savaş Uçağımız Bayraktar Kızılelma, Aselsan’ın geliştirdiği AESA radar ve TÜBİTAK SAGE’nin geliştirdiği, milli görüş ötesi füzemiz GÖKDOĞAN’la hedef uçağı başarıyla vurdu. Bunu gerçekleştiren dünyadaki ilk ülke TÜRKİYE oldu. Bu başarıların ardında, platformdan altsistemlere, çekirdek teknolojilere kadar yerli ve milli ürünleri geliştirme kabiliyetimiz var. Bu görevde, uçağı biz ürettik. Radarı biz ürettik. Füzeyi biz ürettik. Füzenin lazer sensörlü hedef algılayıcısı burada. Yurtdışından vermediler. Onu da biz ürettik. Kimse merak etmesin. Bizden neyi esirgiyorlarsa, biz Allah’ın izniyle, onun daha iyisini yerli ve milli olarak geliştireceğiz ve üreteceğiz.
HER MİLLİ KABİLİYET BİR YENİSİNE KAPI ARALIYOR: Gökdoğan ve Bozdoğan’dan sonra; ramjet motorlu uzun menzilli füzemiz Gökhan; gökyüzünde hakimiyetimizi perçinleyecek. Hava-hava ve seyir füzelerimizi millî muharip uçağımız KAAN’a entegre ediyoruz. Savaş gemisi tasarlayan ve inşa edebilen 10 ülkeden biriyiz. Bayraktar TB3, TCG Anadolu gemimize iniş kalkış yapıyor. Milli jet eğitim uçağımız Hürjeti Avrupa ülkelerine ihrac etmeye hazırlanıyoruz. Korkut, Hisar, Siper hava savunma sistemlerimiz Çelik Kubbe’de semalarımızı koruyor. Balistik füzemiz TAYFUN’un test atışlarına devam ediyoruz. 2 bin kilometre menzilli füze geliştirme programını kararlılıkla sürdürüyoruz. Havacılık platformları ile füze sistemlerinin testleri için yüksek hızlı rüzgâr tünelini TÜBİTAK SAGE yerleşkemizde inşa ediyoruz. Mavi vatanın bekçileri; MİLGEM ve TCG Anadolu denizlerdeki caydırıcı gücümüz. Uydularımız Göktürk-2, İMECE uzaydaki gözlerimiz. Bu yıl, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine giren Altay, yürüyen kalemiz.
ÖZGÜVEN DEVRİMİ İNŞA ETTİK: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlam iradesiyle bugünlere gelen Türk Savunma Sanayii istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesidir. Bilim insanlarımızın, mühendislerimizin, teknisyenlerimizin alın terinin, akıl terinin eseri savunma sistemlerimizle, diplomaside sözü güçlü, sahadaki gücü etkili bir Türkiye var. Sadece dev bir savunma sanayii değil, aynı zamanda bir özgüven devrimi inşa ettik. Savunma sanayiine yaptığımız yatırımlar yıllarca eleştirildi. Kimi zaman, başaramazsınız denildi. Kimi zaman, savunma sanayii ile kalkınma olmayacağı söylendi. Şimdi bütün dünya, bu alanda yarışta. Avrupa ülkeleri yüzlerce milyar avro kaynak ayıracaklarını duyurdular. Yaptığımız işlerin ne kadar doğru ne kadar isabetli olduğu görülüyor. Herkes Türkiye’yi konuşuyor. Vatan toprağında, mavi vatanda, gök vatanda, uzay vatanda, siber vatanda egemenliğimizi tahkim eden geniş bir savunma mimarisini adım adım inşa etmeye devam edeceğiz. Dostlarımız Türk Milletinin kuvvetinden esenlik bulacak, hasımlarımız Türk Milletinin gölgesinden dahi korkacak.
BEYAZ EŞYADA AVRUPA’NIN EN BÜYÜK, DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK ÜRETİCİSİYİZ: Makine sektöründeki üreticilerimizin dijital kabiliyetlerini genişletiyoruz. Endüstriyel robotlar, 5 eksenli CNC tezgâhları, 3 boyutlu yazıcılar ve eklemeli imalat makineleri, akıllı tarım makineleri ile enerji verimliliği yüksek makinelerin Türkiye’de üretilmesine hız kazandırıyoruz. Yıldan yıla daha nitelikli, daha akıllı makineler üreterek ihracatımızı 28,5 milyar dolara yükselttik. Beyaz eşyada Avrupa’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük üreticisiyiz. Üretimimiz 6,7 milyon adetten, 31,8 milyon adede çıktı. Gıdada ihracatımızı 3,3 milyar dolardan 31,2 milyar dolara çıkardık. Yenilikçi gıda ürünlerine yönelik Ar-Ge ve üretim kapasitemizi güçlendirmeye; tarım teknolojilerinde dijitalleşme ve iklim dostu üretim çözümlerine odaklanıyoruz. Türk mobilyası dünyada tanınırlık kazandı. İhracatımız 291 milyon dolardan 4,5 milyar dolara yükseldi. Mobilyanın yanında; hazır giyim, tekstil ve deri ürünleri yoğun istihdam sağlayan diğer sektörlerimiz. Bu sektörlerde ihracatımızı 12,5 milyar dolardan 33 milyar dolara yükselttik.
KOBİ’LERE DESTKLER SÜRÜYOR: Bu yıl başlattığımız KOSGEB İstihdamı Koruma Programıyla, emek yoğun dört sektörümüzde faaliyet gösteren ve istihdamını koruyan KOBİ ölçeğindeki işletmelerimize, çalışan başına 2.500 TL destek ödemesi yaptık. Programımızdan faydalanan 15 bin 368 KOBİ’de 420 bin istihdamı koruduk, 22 bine yakın ilave istihdam oluşturduk. 2026’da bu programa büyük ölçekli işletmeleri de dahil edecek, çalışan başına aylık desteğimizi 3.500 TL’ye çıkaracağız. Firmaların daha düşük maliyetlerle üretim yapmalarını sağlayacak adımlar atıyoruz.
SEKTÖRLERE TEŞVİK ARTIYOR: Teşvik sistemimizde bu yıl yaptığımız değişiklikle, birinci bölgedeki en gelişmiş illerimizden, 4., 5. ve 6. bölgelerdeki illerimize taşınan yatırımlara istihdam teşviklerinden yararlanma imkânı getirdik. 6. bölge destekleri sunduğumuz 24 ilimizde SGK primlerini 14 yıla kadar Bakanlık olarak karşılıyoruz. Bu sektörlerdeki 91 Ar-Ge merkezi ve 74 tasarım merkezinde yürütülen inovasyon odaklı çalışmaları destekliyoruz. İşletmelerimizin Ar-Ge kapasitesini yükselterek, markalaşmalarını hızlandırarak; maliyetlerini düşürerek daha rekabetçi bir yapıya kavuşmalarını sağlayacağız. Hiçbir sektörümüzü geride bırakmadan, yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.
KARARLI SANAYİ POLİTİKALARI: Türk sanayi son dönemde küresel düzeyde yaşanan dönüşümden güçlenerek çıkmayı başarmıştır. Bakınız; sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 11,5, İtalya’da yüzde 5,5, Fransa’da yüzde 3 aşağıda seyrediyor. Bizim ise aynı dönemde sanayi üretimimiz yüzde 26,5 yükseldi. Bu yıl toplam ihracatımız 270,6 milyar dolara çıktı. Sanayi ürünleri ihracatımız 255,2 milyar dolara erişti. 2002’de 10 milyar dolar iken şimdi 109 milyar doları aşan orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatımızın toplam ihracatımızdaki payı yüzde 43’e çıktı. Bu yılın ilk 11 ayında önceki yıla göre yüksek teknolojide yüzde 8,1, orta-yüksek teknolojide yüzde yüzde 9,7 artış yakaladık. Açıklanan son milli gelir verileri, sanayimizin yıllık yüzde 6,5 yükselişle büyümeye olumlu katkı sağladığını teyid etti. Bu başarıların ardında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirdiğimiz yatırımı teşvik eden, üretimi önceleyen, istihdamı güçlendiren, icat ve ihracatı destekleyen, kararlı politikalar var.
İNOVASYON ÜLKESİ: Bilimsel kapasitemizi artırdık, Ar-Ge altyapımızı güçlendirdik, insan kaynağımızın yanında olduk. Bir yılda yapılan Türkiye kaynaklı bilimsel yayınların sayısını 2002’den bu yana 9 binden 52 bine yükselttik. Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 14’üncü seviyeye yükseldik. 2002’den bu yana Ar-Ge harcamalarımız 16,5 katına çıktı, 20 milyar dolara erişti. Ar-Ge insan kaynağımız 311 bin’e yükseldi. 2002’den bu yana insan kaynağı havuzumuz 11 katına çıktı. 1.360 Ar-ge, 343 Tasarım Merkezi, 64 şehrimizdeki 113 teknoparkta yenilik odaklı çalışan 12 bin’den fazla teknoloji girişimiyle Türkiye, bir inovasyon ülkesi haline geldi. Bu yıl 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizi kamuoyuyla paylaştık. Milli Teknoloji Hamlesi, Dijital ve Yeşil Dönüşüm adımlarıyla üretimde rekabet gücümüzü yükselteceğiz. Yerel Kalkınma Hamlesiyle kapsayıcı refah artışı sağlayacağız.
KADIN BULUŞÇU ORANINDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ : TÜBİTAK eliyle bu yıl 190 üniversite ve 3 bin 100 firmanın 10 bin 370 projesine 14,5 milyar lira destek sağlıyoruz. 2002’de 414 olan yerli patent başvuru sayımız geçtiğimiz yıl 10 bini aştı. Yerli patent başvurularında artık dünyada ilk 10’dayız. Kadın buluşçu oranında dünya birincisiyiz. Bu hepimiz için bir iftihar vesilesidir. Yerli marka başvurularında dünyada 6’ncı, tasarım başvurularında ise 3’üncüyüz.
YÜKSEK TEKNOLOJİYE YÜKSEK DESTEKLER: Yüksek teknolojili üretimde kapasitemizi genişletecek programları devreye alıyoruz. Stratejik sektörlerde cari dengemizi destekleyecek projelere, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programıyla uygun koşullarda finansman sunuyoruz. Programa dahil ettiğimiz 73 projenin toplam yatırım büyüklüğü 397 milyar lira. Bu yıl, güneş hücreleri, radar sistemleri, biyoteknoloji gibi alanlarda 270 milyar liraya yakın yatırım büyüklüğüne sahip ve 15 bin istihdam oluşturacak 13 büyük ölçekli ve yüksek katma değerli yatırıma proje bazlı devlet desteği sunduk. HIT-30 Programı çerçevesinde; veri altyapımızı güçlendirecek, ekonomimizde yapay zekâ destekli dönüşümü hızlandıracak, kuantum teknolojilerini millî inovasyon ekosistemimize entegre edecek ve Türkiye’yi endüstriyel robotların üretimi ve ihracatında küresel bir üs hâline getirecek dört çağrıyı hayata geçirdik.
GELİŞTİRİYORUZ, DESTEKLİYORUZ!: Teknoloji Hamlesi Programında bu yıl döngüsel ekonomi, biyoteknoloji ve yeni nesil bilgi teknolojileri alanlarında 69 projeyi daha destekledik. Program kapsamında devam eden 224 yatırım, dış ticaret dengemize yılda 11,5 milyar dolar katkı sağlayacak. Rekabet Öncesi İşbirliği programıyla Ar-Ge ekosistemimizin paydaşlarını yenilikçi teknoloji geliştirmeleri için destekliyoruz. Otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde kullanılan çiplerin tasarımını yerlileştiriyoruz. Yakın Dünya Yörüngesinde faaliyet gösterecek yerli üretim uydu takımları ile yeni nesil veri iletişimi ve görüntüleme hizmetlerini yaygınlaştırıyoruz. Türkçe Büyük Dil Modellerinin sektörel uygulamalarını geliştiriyor, üretim ve hizmet alanlarında yapay zekâ çözümleriyle katma değer artışı sağlıyoruz. Yerli navigasyon uygulamalarını destekliyoruz. Modüler Nükleer Reaktörlerin yerli tasarım ve üretimini hedefliyoruz.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM: İşletmelerimizde verimliliği artıracak Dijital Dönüşüm Programımıza 13,5 milyar lira yatırım başvurusu gerçekleşti. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından sağladığımız 300 milyon avro kaynağı KOSGEB eliyle KOBİ’lerimizin dijital dönüşüm projelerine yönlendiriyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ ANLAYIŞI: Yapay zekânın ekonomik ve toplumsal süreçlerde hızla artan rolü, yeni soruları, sorunları ve sınamaları da beraberinde getiriyor. Ancak doğru ilke ve kuralları bugünden inşa edip, teknolojiyi insanlık yararına geliştiren bir yaklaşımı benimsediğimiz takdirde, yapay zekâ kalkınma, küresel adalet ve refah yolculuğumuzda güçlü bir kaldıraç olabilir. Milli Teknoloji Hamlesi anlayışı budur. İnsan kaynağımızı, dijital altyapımızı, girişimcilik ekosistemimizi, üretim sistemlerimizi, yapay zekâ devriminin sunduğu imkânları, ülkemiz ve insanlık adına fırsata dönüştürecek şekilde hazırlamaktır. Yapay zekânın kullanımında etik değerleri ve adaleti gözetmektir.
YAPAY ZEKÂ VE VERİ İŞLEME ALTYAPISINDA STRATEJİK KAPASİTE ARTIŞI: Yapay zekâ teknolojileri için ileri düzeyde bir veri işleme altyapısının kritik önem taşıdığının bilincindeyiz. TÜBİTAK bünyesindeki süper bilgisayarımız ARF’in hesaplama kapasitesini üç katına çıkardık. Katıldığımız programlarla, teknoloji girişimlerimiz yapay zekâ çözümleri için; Dijital Avrupa Ortak Girişimi süper bilgisayarlarından ücretsiz yararlanabiliyor. Yapay Zekâ Ekosistem Çağrılarıyla; kamu ve özel sektör projelerini destekliyoruz. TÜBİTAK’ta geliştirdiğimiz Türkçe yapay zekâ büyük dil temel modelinin kullanımını yaygınlaştırıyoruz. 10 milyar doları aşan yatırımların hayata geçeceği, güvenli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri kuracağız.
UZAY ARAŞTIRMALARI : Türkiye’mizin uzay araştırmalarında geri kalması asla düşünülemez. İlk millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı hizmete aldık. Yeni haberleşme uydumuz TÜRKSAT 7A ve yüksek çözünürlüklü gözlem uydularımız İMECE-2 ve İMECE-3’le uzayda varlığımızı güçlendireceğiz. Millî gözlem uydumuz İMECE için geliştirdiğimiz yüksek çözünürlüklü elektro-optik kamerayı ihraç ederek, bu sektörde tedarikçi ülke olduk. Ay misyonumuzda uzay aracının hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı, güneş paneli, haberleşme birimi gibi kritik alt sistemlerini yerli imkânlarla üreterek yetkinliklerimizi ileri seviyeye taşıdık. Erzurum’da bu yıl hizmete aldığımız, 4 metre ayna çaplı teleskoba sahip Doğu Anadolu Gözlemevi, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin en önemli gözlem merkezi biri oldu. Bugün; 20 Ar-Ge merkezi ve teknoparklarda yer alan 290 girişimde, 23 binin üzerinde nitelikli mühendis ve araştırmacımız Türkiye’yi uzayda söz sahibi kılacak projelerde çalışıyor. Uzaya bağımsız erişimimizi temin edecek ve küresel uzay ekonomisindeki payımızı artıracak bir uzay limanı inşa ediyoruz. Ülkemizde yeni uzay girişimlerinin filizlenmesi ve yeşermesini hızlandıracak uzay teknoparkını kuruyoruz. Önümüzdeki yıl, 5-9 Ekim tarihlerinde, dünyanın en büyük küresel uzay etkinliği Uluslararası Uzay Kongresi’ne Antalya’da ev sahipliği yapacağız.
TEKNOFEST 2026 ŞANLIURFA’DA: Milli Teknoloji Hamlesini geleceğe taşıyacak, dijital dönüşüme öncülük edecek beşeri sermayemize yatırım yapmaya devam ediyoruz. TEKNOFEST’lerle milyonlarca gencimizi teknoloji geliştirme yolculuğuna dahil ettik. Binlerce girişimin doğmasına vesile olduk. TEKNOFEST 2026’yı Şanlıurfa’da gerçekleştireceğiz. 2002’de yaklaşık bin kişiyi ancak desteklemiş olan TÜBİTAK eliyle bu yılın ilk on bir ayında 81 bin 700 bilim insanı ve öğrencimizi destekledik. Son bir yılda açtığımız 5 yeni merkezle, bilim merkezlerinin sayısını 40’a çıkardık. Bugüne kadar 18 milyonu aşkın ziyaretçiyi bilimle buluşturduk. 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını hedefliyoruz. Fonların fonu ve eş finansman mekanizmaları sayesinde 990 Türk teknoloji girişimi 160 milyar lira yatırım aldı. TÜBİTAK BİGG programıyla desteklediğimiz 2 bin 500’den fazla teknoloji girişimine şimdiye dek 3,5 milyar lira kaynak sunduk. Türkiye Tech Visa Programıyla, girişimcilik ekosistemimize 4 bin 500’e yakın yabancı uzmanı dahil ettik. Atatürk Havalimanı terminal binalarını “teknopark” ilan ettik. “Terminal İstanbul” markasıyla dünyanın en büyük teknoloji girişimciliği merkezini kuruyoruz.
ÇEVRE DOSTU YATIRIMLAR: Sanayimiz çevre dostu yatırımlarla büyüyor. Yeşil Dönüşüm Programını stratejik teşvik başlıklarına dahil ettik. Döngüsel ekonomi, atık yönetimi, kaynak verimliliği, karbon salınımını azaltmaya dönük yatırım projelerine güçlü teşvikler sağlıyoruz. Nükleer teknolojilerde kapasitemizi yükseltmek için ilk nükleer teknoparkımızı kuracağız. Dünya Bankası ile 400 milyon dolar bütçeli Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesini başlattık. 450 milyon dolar bütçeli Türkiye Yeşil Sanayi Projesinde; 2 bin 400 e yakın KOBİ’nin 9 milyar lira tutarında yeşil sanayi yatırımını KOSGEB eliyle destekliyoruz. Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’nde önümüzdeki yıl 8,5 milyar lira kaynak ile 33 OSB’de 42 altyapı projesini bitireceğiz.
YATIRIM TEŞVİKLERİ ARTIYOR: Yatırım teşviklerimizle katma değerli üretim ve refahın yurt sathına yayılmasını destekliyoruz. 2025 yılının ilk on bir ayında sunduğumuz teşviklerle 1 trilyon 254 milyar lira yatırımın önünü açtık. Bu yıl yeni teşvik sistemimizi ilan ettik. Kaynaklarımızı ülkemizi Türkiye Yüzyılı hedeflerine taşıyacak katma değerli alanlara yönlendiriyoruz. Kapasite fazlası oluşan sektörlerdeki yatırımları teşvik kapsamından çıkardık. Yatırım kredilerine sunduğumuz finansman desteğini yükselttik. 6. Bölge illeri, Cazibe Merkezleri Programındaki iller ve depremden çok yoğun etkilenen 65 ilçedeki yatırımlarda istihdam desteklerimizin süresini 14 yıla çıkardık. Yatırım ortamını iyileştirmeye dönük adımlarımız ve teşviklerimiz sayesinde uluslararası yatırımların ülkemize ilgisi yükseldi. Son bir yılda bir önceki yıla göre yüzde 33 artışla 15 milyar 250 milyon dolarlık doğrudan uluslararası sermaye yatırımı çektik.
KOBİ’LERE KOSGEB DESTEĞİ: Bu yıl 50 bine yakın KOBİ’ye KOSGEB eliyle 15 milyar 400 milyon lira kaynak sağladık. Kapasite Geliştirme ve Küresel Rekabet Programlarında 1.675 KOBİ’nin 27 milyar liralık yatırımına destek sunduk. 137 bin işletmeyi ziyaret ederek ihtiyaçlarını yerinde tespit ettik.
PLANLI SANAYİ ALANLARI GENİŞLİYOR: Üretim gücümüzü planlı sanayi alanlarımızla yükseltiyoruz. 23 yılda OSB’lerimizin sayısını 191’den 371’e, OSB’lerde üretimde olan fabrika sayısını 11 bin’den 60 bin’e; istihdamı 415 bin’den 2 milyon 700 bin’e yükselttik. Kurduğumuz Endüstri Bölgelerimizin sayısını 52’ye çıkardık. Son bir yılda 9 OSB, 8 Endüstri Bölgesi ve 11 sanayi alanı ilan ettik. Genişleme alanlarıyla birlikte 8 bin 200 hektar yeni yatırım alanı oluşturduk. Organize Sanayi Bölgelerinde, 250 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacak 6 bin fabrikanın inşa süreci devam ediyor. 25 OSB altyapı ve 7 Sanayi Sitesi projesini bu yıl tamamlayarak 110 bin kişilik ilave istihdam imkânı oluşturacağız.
OSB’LERE KAYNAK ARTIŞI: Her ayın ilk pazartesi günü tüm OSB’lerdeki boş yatırım yerlerini çevrimiçi platformda tahsise açıyoruz. Şeffaflık ve erişilebilirlik prensibiyle başlattığımız uygulamanın ilk 14 ayında yatırımcılar, 7 bine yakın başvuru gerçekleştirdi. OSB’lerimizde üretimin sürekliliğini sağlayacak ve emekçilerimizin refahını artıracak lojman projeleri uygulamasının ilk temelini Manisa’da attık. Depremden zarar gören sanayicilerimiz için Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve Malatya’da bu yıl 966 iş yerinin inşasını tamamlıyoruz. 2026’da deprem şehirlerimizde bin 800’den fazla iş yerini daha inşa edeceğiz. 2023 Şubat ayından bu yana deprem illerimizdeki OSB’ler ve sanayi sitelerine sağladığımız kaynak 24,5 milyar liraya erişti.
İSTİHDAM ARTIŞI: AK Parti iktidarları döneminde ülkemizin dört bir yanını yatırımlarla buluşturduk. Yatırım teşviklerimizle tamamlanan projelerle; Adıyaman’da 44 bin, Antalya’da 150 bin, Batman’da 77 bin, Diyarbakır’da 82 bin, Sivas’da 14 bin, Konya’da 51 bin, Samsun’da 19 bin, Malatya’da 53 bin, Manisa’da 59 bin, Tekirdağ’da 70 bin, 81 şehrimizde toplam 2 milyon 533 bin istihdam oluşturduk. Son 10 yılda imalat sanayiinde kayıtlı istihdamı; Güneydoğu Anadolu’da 159 binden 318 bine 2 misline, Doğu Anadolu’da 54 binden 100 bine yükselttik. Şimdi, terörün gündemimizden tümüyle çıkması ve çevremizde istikrarın sağlanması Milletimiz için tarihi bir fırsat sunuyor. Terörsüz Türkiye ile, huzur iklimi güçlenecek, ülkemizin her karış toprağı daha da bereketlenecek. Terörsüz Türkiye ile, kalkınmamız hızlanacak, ekmeğimiz büyüyecek. Terörsüz Türkiye ile, üretimimiz güçlenecek, istihdamımız artacak, ihracatımız yükselecek. Komşularımızda artan istikrar, kurduğumuz dostluk köprüleri ve ticaret yolları ülkemiz için yeni imkanlar sunacak. Kalkınma Yolu Ortadoğu, Körfez ve Asya’ya, Zengezur Koridoru Azerbaycan ve Türk dünyasına erişimimizi güçlendirecek. Sanayimizin gelecek 30 yılının yol haritasını bu perspektifle tasarlıyoruz.
4 YENİ SANAYİ KORİDORU: Anadolu’nun topyekun kalkınması anlayışıyla hazırladığımız Sanayi Alanları Master Planında mevcut ve planlanan demiryolu, karayolu ve liman yatırımlarını, enerji altyapılarını, sektörel kümelenmeleri, tarımsal üretimin korunmasını, arazi yapılarını, deprem ve susuzluk risklerini dikkate aldık. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz. Sanayi tesislerinin yoğunluğunu Marmara Bölgesinden, Anadolu’nun diğer şehirlerine taşıyacağız. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Master Planın ilk etabında, Samsun-Mersin hattında 13 ilde 16 yeni yatırım alanı belirledik. Mevcut OSB’lerimizin ortalama 11 katı büyüklüğe ulaşan bu alanlarda mega endüstriyel bölgeler inşa edeceğiz. Altyapısı tamamlanmış, sosyal donatılarla zenginleştirilmiş, akıllı ve yeşil üretim üslerini yatırımcımızın hizmetine sunacağız.
YEREL VE BÖLGESEL KALKINMA: Atıl kaynakları ekonomiye kazandırmak, yerel ihtiyaçları yerinde karşılamak ve bölgelerimizin üretim kapasitesini geliştirmek üzere Yerel Kalkınma Hamlesi Programını başlattık. Her ilimizde 4 yatırım konusunu desteklediğimiz programın ilk çağrısında, 417 milyar lirayı aşan yatırım tutarına sahip 696 proje başvurusu aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ile yürürlüğe giren GAP, DAP, DOKAP ve KOP 2024-2028 Eylem Planları kapsamında bölgesel kalkınma için; GAP bölgesine 496 milyar lira, DAP bölgesine 531 milyar lira, DOKAP bölgesine 394 milyar lira, KOP bölgesine 351 milyar lira olmak üzere toplam 1,7 trilyon lira ödenek tahsis edilmesini planlıyoruz. Kalkınma ajanslarımız eliyle bugüne kadar 29 bin yakın projeye 109 milyar lira destek sağladık.
KADIN İSTİHDAMI VE GİRİŞİMCİLİĞİ: Geçtiğimiz yıl kadın istihdamı ve girişimciliğine odaklandık. Desteklediğimiz projelerle 6 binden fazla kadının girişimcilik yolculuğuna öncülük ettik. Bölge kalkınma idarelerimiz ile; 2014’ten bu yana tarım, sulama, kültür, sosyal içerme, turizm, kırsal kalkınma, sanayi ve enerji alanlarında 55 milyar lira tutarındaki projelere destek sağladık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizde gerçekleştirilen yatırımları en üst seviyede destekliyoruz. Bu kapsamda, 247 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 70 bin kişiye istihdam sağlayacak bin 610 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Çalışan ve Üreten Gençler Programıyla 155 üretim tesisi kurduk, 11 binden fazla istihdam oluşturduk. Programın yeni döneminde 100 yeni fabrikayla 10 bin gencimize daha iş imkânı sunacağız.
ŞANLIURFA’DA 465 MİLYON DOLAR İHRACAT: Bir sayın milletvekili Şanlıurfa’dan 1 kilogram ihracat yapılmadığını söyledi. Üzüldüm Bakınız son bir yılda Şanlıurfa 47 milyon dolardan fazlası tarım ürünü olmak üzere 465 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi.
GELİŞEN SAVUNMA SANAYİ: Bir sayın milletvekilimiz, “Sizden önce de savunma sanayi vardı, bunu yok sayıyor, Nuri Demirağ’a, Şakir Zümre’ye ayıp ediyorsunuz.” dedi. Biz, bizden önceki hiçbir gayreti yok saymayız. Ama şu gerçekle iftihar etmek hakkımızdır. Bizim dönemimizde savunma sanayiinde şirketlerimizin geliri 20 katına, ihracatımız 35 katına çıktı. Nuri Demirağ’a, Şakir Zümre’ye biz ayıp etmedik. Üretimlerini durduranlar ayıp etti. Nuri Demirağ 1936’da İstanbul Beşiktaş’ta uçak fabrikası kurdu. 8 yıl uçaklar üretti. 1944’te dönemin hükümeti verdiği siparişleri iptal etti. Fabrika kapandı. Fabrika yeri kamulaştırıldı. 1925’te mühimmat üretmeye başlayan Şakir Zümre’ye devlet tarafından verilen siparişler 1947’de iptal edilince mühimmat üretimi durdu. Mühimmat üreten fabrika soba üretilen bir yere dönüştü. Akaryakıtı konmayan devrim otomobili 1961’de yolda bırakıldı. Bu çabalara, bu gayretlere ayıp eden 1944’te, 1947’de, 1961’de iktidarda olanlar, bu projeleri akamete uğratanlardır. Yapmak zor, yıkmak kolaydır. İnşa etmek zor, eleştirmek kolaydır. İddialı olmak zor, karalamak kolaydır. Ülkemizin potansiyelini harekete geçirmek, doğudan batıya, kuzeyden güneye topyekûn kalkınma sağlamak için var gücümüzle, çalışmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde imza attığımız büyük atılımlardan artık geriye dönüş yok.
BAKAN KACIR’DAN BİRLİK ÇAĞRISI: Bugün, insanlık yeni sınamalarla karşı karşıya. Yeryüzü tarihi kırılmaların eşiğinde. Fakat biz biliyor ve inanıyoruz ki, Muhakkak her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Ülkemiz için yeni imkanlar doğmaktadır. Nice zorlukları aşarak bugünlere geldik. Elde ettiğimiz hiçbir başarı bizlere altın tepside sunulmadı. Türk Milleti, birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlere mağlup olmadı. Kardeşliğinden taviz vermedi. Dört bir yanı ateş çemberine dönüşen, dünyanın en zor coğrafyalarından birinde, Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı ilan ederek, hür ve bağımsız yolculuğumuza tam bir milli birlik duygusu ve inancıyla devam ediyoruz. Pırıl pırıl gençlerimiz, gurur duyduğumuz başarılara imza atan kadınlarımız var. Alanlarında dünyanın en iyisi bilim insanlarımız, mühendislerimiz var. Kalkınma harcımızı alın teriyle yoğuran emekçilerimiz var. Parlak fikirlerini değere dönüştüren girişimcilerimiz, fabrikalarını ülkemizin kaleleri addeden sanayicilerimiz var. Bu milletin sırtı yere gelmez Allah’ın izniyle. Yeter ki, bir olalım. Yeter ki, yeniden kazandığımız özgüveni, bir daha kaybetmeyelim. Türkiye Yüzyılı’nı başarılarla taçlandıracak atılımlara tüm değerli milletvekilleri ile beraberce yürüyeceğimize inanıyorum.
BAKAN KACIR MİLLETVEKİLLERİNİN SORULARINA DA YANIT VERDİ:
Bakan Kacır, TBMM’de Milletvekillerinin Sorularını Yanıtladı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığın faaliyet alanlarına ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Kacır, konuşmasında motor teknolojilerinden beşeri sermaye politikalarına, bölgesel kalkınmadan bilimsel yayın performansına kadar birçok başlıkta önemli değerlendirmeler yaptı.
MOTOR SİSTEMLERİNDE BAĞIMSIZLIK ADIMLARI
Bakan Kacır, Türkiye’nin kritik teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla güçlü bir mühendislik altyapısı oluşturduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bizden ne esirgeniyorsa, biz daha iyisini kendi mühendislerimizin, bilim insanlarımızın ve araştırmacılarımızın gayretiyle Allah’ın izniyle geliştiriyor, üretiyoruz.”
Kacır, kara araçlarından hava platformlarına, deniz sistemlerinden füze motorlarına kadar geniş bir yelpazede yerli motor geliştirme çalışmalarının başarılı şekilde sürdürüldüğünü ifade etti.
Kara araçlarında VURAN ve KİRPİ araçları için geliştirilen TUNA motorunun kullanıma sunulduğunu, UTKU motoru ile ALTAY tankı için BATU motorunun geliştirme ve test süreçlerinin tamamlandığını belirten Bakan Kacır, her iki motorun transmisyon testlerinin başarıyla devam ettiğini söyledi.
İnsansız hava araçlarında Bayraktar TB3’e güç veren PD200 motorunun envantere girdiğini, Anka ve Aksungur platformlarında kullanılan PD170 için testlerin sürdüğünü, KARGI İHA için geliştirilen PG50 motoruyla kritik bir bağımsızlık kazanıldığını ifade etti.
Helikopterlerde GÖKBEY’in kalbi olan TS1400 turboshaft motorunun sertifikasyon testlerinin devam ettiğini, seri üretim hazırlıklarının sürdüğünü belirten Kacır, füze motorlarında ATMACA ve SOM için KTJ3200, ÇAKIR için KTJ1750, KARA ATMACA için KTJ3700 jet motorlarının geliştirildiğini ve kullanıldığını aktardı.
Deniz platformlarında MARLİN SİDA için Levent motoru ve ULAK SİDA için Marin X7 entegrasyonlarının tamamlandığını söyleyen Kacır, MİLGEM için “Mavi Batu” çözümünün de testlerinin başarıyla sonuçlandığını açıkladı.
Jet motorlarında Anka-3’ün TF6000 turbofan motorunun çalıştırıldığını, Kızılelma için TF-10.000 motorunun geliştirme faaliyetlerinin sürdüğünü belirten Kacır, KAAN savaş uçağı için TF-35.000 motoru ve APU-60 yardımcı güç ünitesinin geliştirilmekte olduğunu vurguladı.
“KAAN’ın ana motorunu da Allah’ın izniyle Türkiye kendi imkânlarıyla geliştirecek ve üretecektir.”
“TÜRKİYE BEYİN GÖÇÜNÜ DEĞİL, TERSİNE BEYİN GÖÇÜNÜ KONUŞUYOR”
Konuşmasında beşeri sermayenin önemine dikkat çeken Bakan Kacır:
“En değerli varlığımız pırıl pırıl, zeki, çalışkan insan kaynağımızdır.” dedi.
ASELSAN’dan bu yıl yurt dışına giden 50 mühendisin bulunduğunu, buna karşın yürütülen milli projelerin cazibesi sayesinde yurt dışından ASELSAN’a 125 mühendisin geldiğini ifade etti. Kacır, Türkiye’nin artık tersine beyin göçüyle gündeme geldiğini söyledi.
BİLİMSEL YAYINLARDA HEM NİCELİK HEM NİTELİK ARTIŞI
Bakan Kacır, bilimsel yayınlara ilişkin eleştirilere de yanıt vererek:
“Hem bilimsel yayınlarımızın sayısı arttı hem de atıf sayıları yani nitelikleri yükseldi.” ifadelerini kullandı.
Son 23 yılda bilimsel yayınların yıllık sayısının 9 binden 52 binin üzerine çıktığını, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında son beş yılda “yayınlara gelen atıf sayısını en çok artıran ülke” olduğunu belirtti.
2024’te uluslararası ortak yayınlarda Türkiye’nin etki değerinin 1,60 olduğunu; bunun dünya ortalaması ve G20 ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA YATIRIMLAR HIZLANDI: MARDİN’E NOODLE TESİSİ
Bakan Kacır, bölgede artan huzur iklimi sayesinde yatırımların hızlandığını belirterek “GAP bölgesindeki istihdam 2004’te 1.299.000 iken 2024’te 2.600.000’e yükseldi. Bölgenin ihracatı 2002’de 689 milyon dolardan 2024’te 12 milyar doların üzerine çıktı” dedi.
Mardin özelinde yapılan değerlendirmelerde, kentte hâlihazırda 4 makarna fabrikasının bulunduğunu, bunlardan 3’ünün son 10 yılda kurulduğunu belirten Kacır, 2012’den bu yana kentte makarna üretimine yönelik 3,7 milyar liralık yatırımın hayata geçirildiğini aktardı.
Ayrıca Yerel Kalkınma Hamlesi Programı kapsamında, 100 milyar doları aşan küresel noodle pazarında Türkiye’nin pay alması için Mardin’de noodle üretim tesislerinin kurulacağını duyurdu.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ KOLEJLERİNİN TEMELLERİ ATILACAK
Kacır, mesleki eğitimin güçlendirilmesine yönelik çalışmalara değinerek OSB’lerde 81 meslek lisesi ve 26 meslek yüksekokulunda toplam 84 bin öğrencinin eğitim gördüğünü söyledi.
Yakında ücretsiz eğitim verecek Sanayi ve Teknoloji Kolejlerinin ülke genelinde hayata geçirileceğini belirten Kacır: “Birkaç ay içinde 10 Sanayi ve Teknoloji Kolejinin temelini atacağız.” dedi.
TEŞVİK KAPAMA BELGELERİNDE REKOR SEVİYE
Teşvik kapama işlemlerine ilişkin eleştirileri yanıtlayan Bakan Kacır “2020–2024 ortalamasında yıllık 3 bin 250 kapama işlemi yapıldığını, yıl tamamlanmadan 8 bin 671 teşvik belgesinin kapandığını” bildirdi ve yoğun çaba gösteren çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.
GAP’TA SULAMA ALANI 3,4 KAT ARTTI, OSB SAYISI 31’E ÇIKTI
Bakan Kacır, GAP’ta sulamaya açılan alanın 2002’de 198 bin hektardan 675 bin hektara çıktığını, bunun 3,4 kat artış anlamına geldiğini söyledi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2002’den bu yana 21 yeni OSB kurulduğunu kaydeden Bakan Kacır, “OSB sayısı 31’e ulaştı, üretimdeki parsellerde 421 bin kişi istihdam ediliyor.” dedi. Kacır tam kapasiteye ulaşıldığında istihdamın 520 bine çıkacağı öngörüldüğünü bildirdi.
Bugüne kadar bölgedeki OSB’lere 18 milyar liraya yakın kaynak sağlandığını belirten Kacır, tekstil ve hazır giyim gibi emek yoğun sektörlerin Türkiye için önemini koruduğunu, bu alanlarda AR-GE, tasarım ve markalaşma desteklerinin sürdürüleceğini söyledi.
BEŞİNCİ VE ALTINCI BÖLGELERDE 960 BİN KİŞİYE İSTİHDAM
Teşvik sistemiyle 2012’den bu yana oluşan toplam istihdamın 2,7 milyon kişi olduğunu belirten Bakan Kacır, bunun 960 bininin 5. ve 6. bölgelerde gerçekleştiğini aktardı.
Şırnak Cizre OSB’nin elektrik altyapısı ihalesinin tamamlandığını, çalışmaların hızla sürdürüleceğini ifade etti.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ DÖNEMİNDE SANAYİDE GÜÇLÜ ARTIŞ
Bakan Kacır “Türkiye’nin toplam istihdamı 2018’de 28,7 milyondan 33,2 milyona çıktı. Sanayi istihdamı 5,7 milyondan 6,4 milyona yükseldi. 2018’den bu yana sanayi üretimi yüzde 29 arttı. İmalat sanayinde kayıtlı istihdam 3,8 milyondan 4,6 milyona ulaştı.” bilgilerini paylaştı.
AB İLE TİCARİ ENTEGRASYON VE YÜKSEK TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ
Avrupa Birliği’nin almayı planladığı yerel üretim kararlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kacır, Türkiye’nin AB değer zincirlerinde oynadığı kritik rolü hatırlattı:
“AB ile dengeli bir ticaretimiz var. Türk sanayisi, AR-GE ve yüksek teknoloji kabiliyetleriyle Avrupa’ya büyük değer katan bir aktördür.”
Yüksek teknoloji şirketlerine ilişkin soruya yanıt veren Kacır:
“ASELSAN, Türkiye’nin en değerli şirketidir. Değeri 20 milyar doları geçmiştir.” dedi.
Bakan Kacır, konuşmasını Türkiye’nin kalkınma vizyonuna vurgu yaparak tamamladı:
“Hem yerel kalkınma hamlesiyle Türkiye’nin dört bir yanında refahı yaygınlaştıracak hem de yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve Milli Teknoloji Hamlesi ile ülkemize rekabet gücü kazandıracak adımları milletimizle birlikte atmaya devam edeceğiz.”
