Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınında 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı facianın davasında üçüncü duruşma günü geride kaldı. Yangında sorumlulukları tartışılan otel sahibi Halit Ergül’ün kızları mahkemede “yetkimiz yoktu” dedi. Otel müdürü “Yangın alarmı çalmadı, görevliye misafirleri uyandır demeyi düşünemedim” ifadesiyle tepki çekti.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 3. gündeki duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katılıyor.
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşma, muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun’un savunmasının alınmasıyla başladı.
Salun, yangında otelde olduğunu ve saat 03.33’te uyandığını, kapının altına ıslak havlu koyup duman girmesini engellemeye çalıştığını, karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle hastaneye gittiğini anlattı.
SGK girişinin Gazelle Otel olduğunu, Grand Kartal Otel ve Gazelle Otel’in aynı kişinin olmasından dolayı bazen personellerin değiştiğine değinen Salun, Grand Kartal Otel’de hiçbir şekilde karar alma, işe alma, işten çıkarma gibi yetkisinin bulunmadığını öne sürdü, muhasebe ve depo kısmıyla ilgilendiğini ifade etti.
Salun, resmi olarak hiçbir yerde oteli temsil etme gibi bir durumunun bulunmadığını savunarak, son zamanlarda yangın eğitimi verilip verilmediğini, yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını ve yangın müdahale ekibinin kurulup kurulmadığını hatırlamadığını iddia etti.
Müşteki avukatının, “Otel sahiplerinin erken kurtarıldığına dair bilginiz var mı?” sorusuna Salun, bilgisinin olmadığını, kendisinin yangından son anda kurtarıldığını söyledi.
Salun, sanık avukatının, “İl Özel İdaresinin denetiminde nelere bakıldı, yangına ilişkin bir şeye bakıldı mı?” sorusuna ilişkin, denetimde hijyene ve depolara bakıldığını, yangına ilişkin bir hususa bakılmadığını belirtti.
Mahkeme heyeti, “olası kastla öldürme” ile “olası kastla kasten yaralama” suçundan yargılanan sanık Salun’a, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ek savunma hakkı verdi.
Daha sonra söz verilen otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ın, savunmasına başsağlığı dileyerek başlaması üzerine müşteki ve avukatları tepki gösterdi, duruşmada tartışma çıktı.
Salonda sükunet sağlanmasının ardından Yılmaz savunmasını yapmaya devam etti.
OTEL MÜDÜRÜ YILMAZ: PATRONLAR KARARLARI KENDİ ALIR
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz, 1999’dan beri Grand Kartal Otel’de çalıştığını belirterek, “Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu. Gerçek manada otelle ilgili karar alma, harcama yapma, işleyişle ilgili tasarrufta bulunma yetki ve sorumluluğum yoktur. Burası aile otelidir. Patronlar kararları kendi alır, kendi kontrol eder, bütün alınacak malzemeleri kendi belirler.” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca 16 Aralık 2024’te gerçekleştirilen denetimde sadece müşteri odalarına eşlik ettiğini anlatan Yılmaz, aynı gün yapılan itfaiye denetimini ve eksikliklerin tespit edilmesini, ayrıca raporun geri çekilmesini savcılıkta öğrendiğini savundu.
Yılmaz, maaş bordrosunda ön büro personeli yazdığını aktararak, kırık sandalyesini dahi değiştiremediğini, oteldeki eksiklikleri yaptırma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Sorumluluğu ve kusurunun olmadığını savunan Yılmaz, tahliyesi ve beraatini talep etti.
“YANGINDA ALARM SESİ DUYULMADI”
Sanık Yılmaz’ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Mahkeme başkanı ile müşteki ve sanık avukatların sorularını yanıtlayan Yılmaz, yangında 9’uncu kattaki 9050 numaralı odada olduğunu söyledi.
Telefon aramasıyla uyandığını dile getiren Yılmaz, “Yangında alarm sesi duyulmadı. Resepsiyonda dedektörleri kontrol eden panel vardı, en son çalışıyordu. Kısa zamanda yangın tatbikatı yapılmadı. Otelde yangın tüpü var, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yok. Yangın kontrol panelinin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Resepsiyon görevlilerine yangın eğitimi verilmedi diye biliyorum. Yangın raporuyla ilgili bilgim yoktur.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras’ın yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını bilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Hacıbekiroğlu ve Aras bazen tatillerde gelirdi. Emir ve talimatları otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’tan alırdık. Merdivenden 9’uncu kattan 4’üncü kata yürüyerek indim. Elektrik o anda kesilmedi, ne zaman kesildiğini bilmiyorum. Dördüncü kata indim, mutfak bölgesine girmeye çalıştım ama duman vardı giremedim. Tekrar 5’inci kata çıkmak istedim ama dumandan çıkamadım. Üçüncü kata indim, burada ‘Yangın var.’ diye bağırdım, yangın ziline bastım ama alarm çalışmadı. Yangının boyutunu bilemediğim için resepsiyon görevlisine müşterileri uyandırın demedim.”
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in “Resepsiyondaki görevli seni aradığı anda ‘Misafirlere haber ver, odaları boşaltsınlar.’ deseydin can kaybı yaşanır mıydı?” sorusunu Yılmaz, “O esnada onu düşünemedim. Can kaybı yaşanır mıydı yaşanmaz mıydı bilemiyorum.” şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti, “olası kastla öldürme” ile “olası kastla kasten yaralama” suçundan yargılanan sanık Yılmaz’a “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamalarına yönelik ek savunma hakkı verdi.
HACIBEKİROĞLU: HİÇBİR GÖREVİMİZ, YETKİMİZ VE SORUMLULUĞUMUZ YOKTUR
Otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı ve şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu da savunmasında, otelin 6’ncı katında yardımcısı ve 2 çocuğuyla kaldığını, bağrış seslerine uyandığını anlattı.
İlk önce eğlence seslerinin geldiğini düşündüğünü belirten Hacıbekiroğlu, “Yardımcım beni uyandırdı. Annemi aradım, camı açıp sundurmaya çıkıp kaçmamı söyledi, bu sırada duman geliyordu. Camı açamadım çünkü çocuk kilidi vardı. Tahta çekiçle vurmaya başladım, ilk camı kırdım ama ikinci camı kıramadım. Sundurmada başka bir müşteri vardı, kendi ailesini kurtarmaya çalışıyordu, onun camı kırmasıyla önce çocuklarımı verdim, sonra kendim çıktım.” diye konuştu.
Hacıbekiroğlu, araçların garajdan çıkarıldığı iddiasına ilişkin, “AFAD ya da itfaiye hangisini olduğunu bilmiyorum, yangının garaja sıçraması durumunda patlama olabileceğini ve garajın boşaltılması gerektiğini söylediğini kayak hocası bana iletti.” dedi.
Eşinin geldiğini, kendisini, ablasını ve çocukları alarak Bolu’ya götürdüğünü belirten Hacıbekiroğlu, “Otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla tatil yapmak için oraya gittim. Böyle bir trajedinin yaşanması beni derinden üzüyor. Şirkette 5 kişinin bulundurulması zorunluluğu dolayısıyla babam, avukatın yönlendirmesiyle ablamı, beni ve bir kuzenimizi yönetime almış. Hiçbir görevimiz, yetkimiz ve sorumluluğumuz yoktur.” açıklamasında bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı’nın, “Ne zaman otele geliyordunuz?” sorusuna, İstanbul’da yaşadığını ve sadece tatil zamanlarında geldiği, “İş ve işlem yapma yetkisi kimdedir, çalışanlar kimden talimat alır?” sorusuna “Babam” cevaplarını veren Hacıbekiroğlu, “Yangın eksikliklerinden ve başvuru belgesinin iptalinden haberiniz var mı?” sorusunu “Hayır” olarak yanıtladı.
Hacıbekiroğlu, “Yangın uyarı cihazlarının kapatılıp kapatılmadığını ve resepsiyon görevlisine eğitim verilip verilmediğini biliyor musunuz?” sorusuna “Bilmiyorum.”, “Emine Murtezaoğlu Ergül ve Elif Aras yönetimde midir?” sorusuna “Değildir.”, “İmza, talimat verme yetkiniz var mı?” sorusuna “Hayır.” cevabını verdi
“HUZUR HAKKI ALMIYORDUM”
Savunmasının ardından çapraz sorguda müşteki avukatlarının kendisine yönelttiği soruları yanıtlayan Hacıbekiroğlu, kaç yönetim kurulu toplantısına katıldığı yönündeki soruya ilişkin, “Bilmiyorum. Toplantı olduğunda avukata vekalet veriyordum. Ne zaman ne şekilde yapıldığını bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Hacıbekiroğlu, tahsil durumu ve yönetim kurulundaki görevine ilişkin soruda, “İsviçre’de turizm okudum. Hissedar nedir, yönetim kurulu üyesi nedir, bunların görevi nedir bilmiyorum.” açıklamasında bulundu.
“Huzur hakkı almıyordum. Maaş gibi değil, harçlık gibi diyeyim. Babam ne gönderirse. 70-90 arası.” diyen Hacıbekiroğlu, bir soruya, “Aile şirketi olduğunu için babam ‘Bu imzalanacak.’ der ve imzalarım.” cevabını verdi. Bunun üzerine, “O zaman karar defterindeki imzalar size ait?” şeklindeki sorunun yöneltilmesine karşılık Hacıbekiroğlu, “Karar defterinin ne olduğunu bilmiyorum.” iddiasında bulundu.
Odadan dışarı kapı yerine neden pencereden çıktıklarının sorulması üzerine Hacıbekiroğlu, “Dumanın odaya girdiğini gördüğümde annemi aradım. Annem dumanı görmüş. Annem sakın kapıyı açma, havlu ıslatıp kapının altına koy dedi. O yüzden kapıyı açmadım.” şeklinde cevap verdi.
Hacıbekiroğlu, kapının altına havlu koymak zorunda kalmasa halı kaplı yangın merdivenine yönelip yönelmeyeceğinin sorulması üzerine “Annemi aradığımda yangın merdivenine gitmemi söyleseydi giderdim.” dedi.
Duruşma, Hacıbekiroğlu’nun ardından otel sahibi Halit Ergül’ün diğer kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras’ın savunmasıyla sürüyor.
Duruşmayı, TBMM KEFEK Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan ile siyasi parti temsilcileri de izliyor. (AA)