20.2 C
New York kenti
Salı, Temmuz 22, 2025

Buy now

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,”(Gazze) Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde tüm uluslararası toplumu insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen IDEF 2025’in açılışında yaptığı konuşmada, burada olmaktan büyük memnuniyet ve heyecan duyduğunu söyledi.

Türkiye’nin yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden fuara teşrif eden misafirlere, “kültür, medeniyet ve teknolojinin buluştuğu şehir İstanbul”a hoş geldiklerini ifade eden Erdoğan, bu kapsamda yapacakları görüşmelerin, varacakları anlaşmaların, kuracakları ortaklıkların ülkeler, firmalar ve sektörler için hayırlara vesile olmasını diledi.

Erdoğan, küresel bir marka haline gelen IDEF’i başarıyla organize eden Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfını tebrik etti.

İleri teknolojiye sahip savunma ürünleriyle fuarda boy gösteren firmalara teşekkür eden Erdoğan, “Kendi alanında dünyanın en büyük ve en etkili ilk 3 fuarından biri olan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın bu yıl 17’ncisini düzenliyoruz. Bugün burada sadece Türk savunma sanayisinin gelişimine değil, aynı zamanda bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne de şahitlik ediyor, kendi gök kubbesinde, kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikayesini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuara olan ilginin her geçen yıl artmasından büyük bir kıvanç ve onur duyduklarını anlattı.

“120 BİNİ AŞKIN PROFESYONEL ZİYARETÇİNİN FUARA KATILIMI BEKLENİYOR”

“Bu yılki organizasyonda 99 ülke ve uluslararası kuruluştan 219 heyeti temsilen 937 heyet üyesini misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“1000’e yakın yerli ve 400’ün üzerinde yabancı firma kara, hava, deniz, uzay ve siber güvenlik alanlarında geliştirdikleri ürünleri 6 gün boyunca burada sergileme imkanı bulacak. Pazar gününe kadar 120 bini aşkın profesyonel ziyaretçinin fuara katılımı bekleniyor. Bu değerli buluşmayı salt ticari bir faaliyet, savunma sanayii alanındaki ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı uluslararası çapta bir pazar olarak görmediğimizi özellikle bilmenizi rica ediyorum. Hep söylediğim gibi mesele alışveriş yapmak değildir. Asıl mesele kazan-kazan temelinde uzun vadeli ortaklıklar tesis edebilmektir. Mesele, ticaretle birlikte kalıcı iş birlikleri geliştirebilmektir. Türkiye olarak, biz buna hazırız ve çok yönlü iş birliklerine açığız. IDEF 2025’te ürün ve ekipmanlarıyla yer alan firmalarımızın tamamına başarılar diliyor, misafir heyetlerimizin her birine şükranlarımı iletiyorum.”

Erdoğan, savunma alanı başta olmak üzere, IDEF 2025’in sektör ve firmalar arasındaki ilişkilere önemli katkılar yapmasını, yeni işbirliklerine kapı aralamasını, dostluk ve kardeşliği güçlendirmesini temenni etti.

Bir hususun altını çizerek ifade etmek istediğini dile getiren Erdoğan, “Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği, uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçiyoruz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün yeni bir krize uyandıklarını, yarının ne olacağını kimsenin bilmediğini ve tahmin edemediğini söyledi.

İkinci Cihan Harbi’nin sonrası oluşturulan kural temelli uluslararası sistemin yerini, “Kimin gücü kime yeterse” diyebilecekleri yeni bir düzenin aldığını belirten Erdoğan, “Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir anlayış tarzı hızla kanıksanıyor. Haklının hakkını arayacağı uluslararası mekanizmalar ise kendilerinden beklenen görevi icra edemiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin gerek coğrafi konumu, gerekse tarihi, beşeri, kültürel bağları itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Gazze’de 22 aydır katmerlenerek devam eden soykırımın, İsrail’in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırılarının, Rusya ile Ukrayna arasında 3,5 yılı geride bırakan savaşın Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’dan Güney Kafkasya’ya kadar geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamını bir şekilde bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı, müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz. Aksine her gün yaşadığımız bir gerçeği ifade ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

“KARADENİZ’İN GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATAN SICAK ÇATIŞMALAR AYNI ŞEKİLDE BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR ENDİŞE KAYNAĞIDIR”

“Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Gazze’de, insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir. 13,5 yıllık zulmün ardından 8 Aralık Devrimi ile umutların yeniden yeşerdiği Suriye’ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur. Karadeniz’in güvenliğini tehlikeye atan sıcak çatışmalar aynı şekilde bizim için büyük bir endişe kaynağıdır. Libya’dan Sudan’a, Pakistan’dan Afganistan’a nerede bir sıkıntı, çatışma, istikrarsızlık varsa tamamı ülkemiz için dikkatle takip edilmesi gereken hassas konulardır. Türk dış politikası barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kuruludur. Nüfus peşinde değiliz, tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin iç işlerine karışmak niyetinde asla ve asla değiliz. Tüm kalbimizle bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz. Elbette bunu isterken gereklerini de yerine getirmekten çekinmiyoruz. Nerede bir haksızlık, adaletsizlik ve zulüm görsek sesimizi de tepkimizi de belli bir üslup içinde açıkça ortaya koyuyoruz. Bu anlayışla İsrail’in Gazze halkına yönelik Nazileri fersah fersah aşan soykırımını tüm insanlığın gündeminde tutmaya devam ediyoruz.”

İnsani yardımlarıyla birlikte Gazze’deki vahşeti sona erdirmeye dönük diplomatik temasları da arttırdıklarına işaret eden Erdoğan, “Gayemiz bir an önce ateşkesin tesis edilmesidir. Gazze’ye insani yardımların girişine izin verilmesi bir başka önceliğimizdir. Maalesef Kızılhaç’ın bile girişine izin verilmediği gerçekten korkunç bir durum söz konusudur. Daha önce de söyledim Netanyahu ve katliam şebekesi barbarlıkta Hitler’i çoktan geride bıraktı.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’daki holokost sürecinde dahi Gazze’deki kadar insanlık dışı görüntülerin ortaya çıkmadığını söyledi.

Erdoğan, “Her gün onlarca masumun bir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için can verdiği bir acımasızlığı zerre kadar insanlık onuru taşıyan hiç kimse kabul edemez, buna sessiz kalamaz. Bu cinnet haline rıza gösteremez. Her kim, Gazze’deki soykırıma sessiz kalıyorsa İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor demektir. Gazze’de insanlık ölürken, bebekler, çocuklar ölürken, insanlar bir çuval un alabilmek için ölürken hiçbirimiz buna sessiz kalamayız ve kalmayacağız.” ifadelerine yer verdi.

“GELİN BU ZULME, BU VAHŞETE ‘ARTIK YETER’ DİYELİM”

“O masum bebeklerin kopmuş kafalarını, o çocukların kopmuş ellerini, bacaklarını, affedersiniz köpeklerin açlıktan yemeye başladığı gömülmemiş cesetleri, o açlığı, o feryadı, annelerin yüreklerimizi yakan o çığlıklarını hiçbirimiz unutamayız, hiçbirimiz unutmayacağız.” diyen Erdoğan şunları kaydetti:

“Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde tüm uluslararası toplumu, insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Gelin bu caniliğe hep birlikte tepki verelim. Gelin bu zulme, bu vahşete ‘Artık yeter’ diyelim. Gelin gözünü iktidar hırsı bürümüş bir avuç insanlık düşmanının insanlığın adını daha fazla lekelemesine müsaade etmeyelim. Diğer türlü bu kan lekesi sadece Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin eline değil, Gazze’deki soykırıma susan, tepkisiz kalan herkesin eline, alnına, şayet kaldıysa vicdanına bulaşacaktır. Türkiye olarak en başından beri adil ve sürdürülebilir bir dünya nizamı için, dostlarımızla birlikte her platformda gayret sarf ediyoruz. Küresel barış ve güvenliğin tesisi için her türlü adımı atarken daha fazla trajedinin yaşanmaması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bu süreçte şu ilkeyi kendimize rehber edindik, ‘Bin akçalık sulh, bir akçalık nizadan iyidir.’ Barış diploması adına ne yapıyorsak bu hikmetli sözün ışığında yapıyoruz. Yine bu süreçte hiçbir zaman unutmadığımız o başka prensibimiz şudur, ‘Hazır ol cenge eğer istersen sulh-u salah.’ Yani eğer barış, huzur, güvenlik, dirlik ve refah istiyorsan caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak zorundasın. Eğer kendi vatanında onurunla, şerefinle, başın dik, alnın ak yaşamak istiyorsan savunma yeteneklerini güçlendirmek mecburiyetindesin. Şüphesiz bunun yolu da yerli ve milli savunma sanayisinden geçiyor.”

Erdoğan, “Dün ambargolara, çifte standartlara, diplomatik baskılara maruz kalan Türkiye, savunma sanayii ürünleriyle dünya piyasalarına mührünü vuran konuma ulaştı.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayiimizin yerlilik oranları bugün yüzde 80’lerin üzerine çıktı.” dedi.

Erdoğan, “2024 yılında savunma ve havacılık alanındaki ihracatımız yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2025 Haziran ayı ihracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 10,4 artarak 623 milyon dolara ulaştı.” açıklamasını yaptı. (AA)

SON GİRİLEN İÇERİKLER