Mine Söğüt, yeni kitabı ‘Ormandaki Kalpsiz Ceylan’da ‘Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’ masalını büyüklere göre yeniden yorumluyor. Kalpsizlerin yönettiği bir dünyada kalbi çalınan bir ceylanın hikayesi bu.
Aslı Örnek/KitapSanat
Çocukken ‘Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’ masalını okumayan herhalde yoktur. Ama unutanlar için özetlemek gerekirse; uzak bir ülkenin kralı ikinci kez evlenir. Güzelliğine düşkün kraliçe, bir Avcı’yla anlaşarak kendinden daha güzel olduğuna inandığı üvey kızının kalbini ona getirmesini ister ama plan suya düşer. Pamuk Prenses’in yolu Yedi Cüceler’le kesişir; kraliçe prensesin ölmediğini öğrenince zehirli kırmızı elmayı yedirerek onu öldürmeye çalışır ama olaylar istediği şekilde gelişmez. İşte bu bildik masalı Mine Söğüt, ‘Ormandaki Kalpsiz Ceylan’ kitabında bambaşka bir şekilde ele alıyor; kullandığı cümleler kadar kitabın çizimleri de dikkat çekiyor ki, çizimlerde Bahadır Baruter imzası var.
MASALLARA İTİRAZ EDESİM VAR
Mine Söğüt’ün bu kitaptaki hedef kitlesi çocuklardan çok, algısını değiştirmek istediği büyükler… Zira yazar, bunu sosyal hesaplarında paylaştığı kitabın videolu tanıtımında da şu sözlerle ifade etmişti: “Kalpsiz bir ceylan nasıl hayatta kalabilir bu ormanda? Sadece çocuklarımıza anlattığımız bir şey midir masal, yoksa biz yetişkinlerin de mi masallara ihtiyacı var? Masallar bize güçten bahseder. Peki biz masallardaki o gücü sever miyiz? Ondan korkar mıyız? Doğadan öğreneceğimiz çok şey var. Peki bu öğrendiklerimizi hayatlarımızda kullanmayı becerebiliyor muyuz? Yeryüzünde her şey zaten kendiliğinden değerlidir, kendiliğinden güzeldir. Her şeye başka değerler yüklemek neden? Kalpsizlerin yönettiği bir dünyada kalbi çalınan bir ceylanın hikayesi… Dinlemek ister misiniz? Neden bir masal anlatmak istediğimi bilmiyorum ama bugüne kadar dinlediğim masallara hep bir itiraz edesim var. Hani Avcı, Pamuk Prenses’in kalbi yerine kraliçeye bir ceylanın kalbini çıkarıp götürür ya… İşte bu masal, ormanda kalpsiz kalan ceylanın masalı.”
Ve evet, masalın başrolü kalpsiz kalan ceylan. Söğüt, klasik masala itirazını da karakterlerin kişilik özelliklerini değiştirerek yapıyor. Sekizinci cüce Mantıklı, günümüzün güzellik ve ilgi çekicilik kıstasları göz önüne alındığında cazibeli bir karakter gibi görünmezken zekasıyla, çalışkanlığıyla, bir canlıya iyi gelebilme özelliğiyle dikkat çekiyor. Kitabın diğer öne çıkan kahramanları arasında üvey kızını kendi çocuğu gibi seven iyi kalpli kraliçe, şımarık ve kötü kalpli prenses, çıkarcı prens yer alıyor. Yani orijinal masalın tam tersi. Masalın sonu da haliyle okuyucusuna ters köşe yapıyor.
HAYATA VE ZENGİNLİĞE YENİDEN BAKIŞ!
Büyükleri düşündürmeyi amaçlayan kitaptaki cümleler de derin. Kalpsiz Ceylan’ın sorularına Mantıklı’nın verdiği cevaplar günümüzde hayata, zenginliğe, güzelliğe bakışımızı, kısaca bugünkü değer algılarımızı sorgulatıyor.
Hayattan zevk almak isteyip de bu sıralar ümidini yitirmiş olanlar için de şöyle bir cümle yer alıyor kitapta: “Hayat hepimizin kolayca kavrayamayacağı kadar karışık ve tuhaf değerlerle doludur. Eğer bu karışıklık ve tuhaflık bizi yorar ve anlama uğraşından vazgeçirirse renksiz, tekdüze bir hayatın içinde kalabalıklarla birlikte olağan bir akışa kapılıp gideriz. Yaşadığımız hayata yabancılaşır, kendimizi anlamsız ve değersiz hissettiğimiz bir hayatın içinde yorgun ve yılgın buluruz. Ama eğer bu karışıklık ve tuhaflık gözümüzü baştan yıldırmaz da merakın ve bilginin peşine takılıp, sorularla zenginleştirdiğimiz bir hayatı hedeflersek, o soruların bizi sokacağı yollar hem dünyamızı renklendirir hem de yaşam hevesimizi artırır.”