14.1 C
New York kenti
Cuma, Mayıs 2, 2025

Buy now

Vermeer, inci küpeler ve bir cinayet

Polisiye yazarı Armağan Tunaboylu, Berkun İstanbullu polisiyesinin ikinci kitabı ‘İnci Küpeli Kadınlar’la okuyucuyu heyecanlı bir serüvene davet ediyor.

Aslı Örnek/KitapSanat

Polisiye türünde yazmak oldukça zahmetli bir iş. Okuru çok dikkatli, hata yaptığınızda bunu affetmiyor. Bu tarz kitaplara son yıllarda ilgi iyiden iyiye artarken, polisiye türü adı altında başarılı kitaplar çıkıyor, iyi yazanlar var. Bunlardan biri de 2004’ten beri bu alanda deneyimli bir isim olan Armağan Tunaboylu. İlk romanı ‘Yıldız Cinayetleri’yle 2004’te okuyucuyla buluşan Tunaboylu, 2016’da basılan ‘Karakol Cinayetleri’ kitabıyla Dünya Kitap Yılın Polisiye
Ödülü’nü kazanmıştı. Ardından gelen beş kitaplık Metin Çakır polisiye serisinden sonra bu kez Berkun İstanbullu serisine başlamıştı. Berkun İstanbullu Polisiyesi’nin ilk kitabı ‘Polisiye Yazarının Ölümü’nden sonra ikinci kitabı ‘İnci Küpeli Kadınlar’ Oğlak Yayınları etiketiyle çıktı.


Tunaboylu bir önceki kitapta yarattığı kahramanlara da saygı duruşunda bulunarak (mühendis Devrim ve yazar babası), bu kez ünlü bir gazeteci olan Altay Kökenli’nin hunharca öldürüşünü ve komiser Berkun’un başından geçen olayları mercek altına alıyor.
BEŞ KADIN, BEŞ İNCİ KÜPE…
Serinin ilk kitabını okumayanlar için Berkun İstanbullu’yu tanıtmakta fayda var; anne babası, küçük yaşta vefat etmiş, halası tarafından büyütülen, yakışıklı ama hercai, çoğu olay karşısında tepkisiz biri. Evinin çatı katında yetiştirdiği orkideleri, klasik müzik CD’leri, plakları, kitapları ve antikalar onun için çok değerli. Yardımcıları Semra ve Ercan’la olayları aydınlatıyor ve ilginç ayrıntılardan ilginç sonuçlar çıkarabiliyor. Amiri Sezai Bey, onu çok sevse de, ona en çok kızanlardan da biri… Bu kadar bilgiyi verdikten sonra ‘İnci Küpeli Kadırlar’a geçebiliriz. Kitap önce Altay Kökenli’nin iğdiş edilerek öldürülmesiyle başlıyor. Ardından eski eşlerinin de olduğu cenaze törenine gidiyoruz. Beş eski eş farklı sosyal statülerden gelmiş olsa da Altay Kökenli bu beş benzemez kadına aynı şekilde davranmış. Hepsi onun baskısına, kötü tavrına ve ezme isteğine mağruz kalmış kadınlar. Kökenli onlara sadece kötü davranmakla kalmamış, ondan ayrıldıktan sonra da kimisinin yaşamını bayağı cehenneme çevirmiş. Hepsine inci küpe hediye etmiş ve bu küpeyi cenazesinde takmalarını istemiş. Vermeer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosunun en sevdiği tablo. Komiserimizin yakışıklı olduğu kadar sanata düşkün olduğunu da satır aralarında sık sık yakalıyoruz. Zira Komiser Berkun da Lahey’deki Mauritshuis Kraliyet Resim Galerisi’nde ‘İnci Küpeli Kız’ ve diğer Vermeer’leri görmeye gittiğini satır arasında söylüyor. Eşleri, verdikleri ifadelerde o tablo gibi durağan, içe kapalı bir hayatları olmasını istediğini ve hayatlarına engel koyduğunu söylüyorlar.
MÜDAHALE VE BASKI
Siyasetin kamu güvenliğine müdahalesi, kadınların üzerindeki erkek baskısı gibi konular romanda bol bol görünür oluyor. Bu arada mühendis ama çiçeği burnunda dedektif Devrim, karısı öldürülen kebapçı Şahin davası da bir anda Berkun İstanbullu’nun radarına takılıyor. İstanbullu, Altay Köken’in en son eşi Eyşan’a duygusal bir ilgi besleyip, hayal kırıklığına uğruyor.
İlk kitaptan yadigar, yayınevi sahibi sevgilisi Funda ve onun her türlü pisliğe bulaşan ortağı Ferhat da bu kitapta yer alıyor. Bu arada ilginç bir tesadüf olarak yazar Armağan Tunaboylu, kısa süre önce yitirdiğimiz Selim İleri’nin ‘Pastırma Yazı’ isimli kitabına da selam yolluyor. Hiç sıkılmadan, acaba ne çıkacak diye okunan bu polisiyenin devamını bekliyorum. Bence bu kitapta da görüşeceğiz diyen Ferhat, sonraki kitaplarda da bir şekilde Komiser Berkun’un karşısına çıkacak. Bekleyip göreceğiz.

SON GİRİLEN İÇERİKLER