İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi’nde son 24 saatte 7 Filistinli daha açlıktan yaşamını yitirirken, İsrail ordusunun Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 72 Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Gazze’de son 24 saatte 1’i çocuk 7 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.
Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 142’si çocuk olmak üzere 411’e yükseldiği kaydedildi.
Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) Gazze kentinde kıtlık ilan ettiği 22 Ağustos’tan bu yana 27’si çocuk 133 kişinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade edildi.
IPC, Gazze kentinde “kıtlık durumu” ilan ederek, bunun eylül sonuna kadar Gazze Şeridi’nin Deyr el-Belah ve Han Yunus kentlerine yayılabileceğini bildirmişti.
UNICEF: Gazze kentinde her 5 çocuktan 1’i akut yetersiz beslenme sorunu yaşıyor
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze kentinde İsrail’in saldırıları artarken her 5 çocuktan 1’inin akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını belirtti.
UNICEF’in resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Gazze’de çocukların yetersiz beslenme sorununa vurgu yapıldı.
Açıklamada, Gazze’deki çocuklarda yetersiz beslenmenin “endişe verici bir hızla kötüleşmeye devam ettiği” aktarılarak geçen ay kıtlığın doğrulandığı Gazze kentinde yapılan taramaların, her 5 çocuktan 1’inin akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını gösterdiği bildirildi.
Gazze kentinde yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırılan çocukların oranının, temmuzda yüzde 16 iken ağustosta yüzde 19’a çıktığı belirtilen açıklamada, Gazze genelinde de akut beslenme oranının temmuzda yüzde 8,3 iken ağustosta 13,5’e yükseldiğinin altı çizildi.
Açıklamada, tedavi için hastaneye kaldırılan çocuklar arasında en ölümcül olanın “şiddetli akut yetersiz beslenme” olduğuna dikkat çekilerek bu oranın, 6 ay önce yüzde 12 iken ağustos itibarıyla yüzde 23’e yükseldiği ifade edildi.
İsrail’in zorla yer değiştirme emirleri ve artan saldırıları nedeniyle temmuza kıyasla ağustosta daha az çocuğun tarandığı belirtilen açıklamada, son rakamların Gazze genelinde 12 bin 800 çocuğun akut yetersiz beslendiğini gösterdiği kaydedildi.
UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, Gazze kentindeki askeri tırmanış nedeniyle yaklaşık bir düzine beslenme merkezinin kapanmak zorunda kaldığı ve bunun da çocukları daha da savunmasız hale getirdiği uyarısında bulundu.
Russell, “Gazze kentinde ve Gazze genelinde beslenme hizmetleri korunmalıdır. Hiçbir çocuk yetersiz beslenmeden mustarip olmamalıdır.” çağrısında bulundu.
İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine saldırılar düzenledi
Görgü tanıkları ve tıbbi kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail Gazze’nin çeşitli bölgelerindeki evleri, yerinden edilenlerin çadırlarını, yardım bekleyenlerin toplandığı alanları hedef aldı.
Gazze Şeridi’nin kuzeyi
İsrail’in Gazze kentinin batısındaki Şatii Mülteci Kampında yerinden edilenlerin bulunduğu bir çadırı hedef aldığı saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, sabah saatlerinden itibaren Gazze kentine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. İsrail helikopterinin Gazze kentinin orta kesimindeki Yermuk bölgesinde Ebu Herbid ailesine ait bir çadırı hedef aldığı saldırısında bir Filistinli kadın öldü, birçok kişi yaralandı.
Gazze kentinin doğusundaki Şucaiye Kavşağı yakınlarında sivillerin toplandığı bir alanın hedef alındığı İsrail saldırısı sonucu bir Filistinli kadın yaşamını yitirdi.
Filistin Esirler Medya Ofisine göre, İsrail güçleri, Gazze sahili açıklarında bazı Filistinli balıkçıları gözaltına aldı ve teknelerini patlattı.
Gazze kentinin orta kesimindeki Derec bölgesinde, Şuva ailesine ait bir evin hedef alındığı saldırıda birçok Filistinli yaralandı.
İsrail savaş uçakları, Gazze kentinin orta kesiminden kuzeydoğusuna uzanan Nafak Caddesi’ni yoğun bir şekilde bombaladı; aynı zamanda Şeyh Rıdvan göletinin doğusu topçu saldırısına maruz kaldı.
Gazze Şeridi’nin orta kesimi
Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’nda İsrail ordusunun sivillerin evlerine rastgele ateş açması sonucu bir Filistinli çocuk hayatını kaybetti.
İsrail’in Deyr el-Belah kentindeki Hadice Bassa Okulu’nun yanındaki bir evi hedef alması sonucu çok sayıda Filistinli yaralandı.
Gazze Şeridi’nin güneyi
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’ın kuzeybatısındaki Şakuş bölgesi çevresinde yardım bekleyenlere ateş açması sonucu 2 Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrail’in Han Yunus kentinin kuzeyindeki Hamed bölgesi çevresinde toplanan sivilleri hedef aldığı saldırıda bir Filistinli hayatını kaybetti.
Son 24 saatte 72 Filistinli hayatını kaybetti
Öte yandan yapılan açıklamada, son 24 saatte Gazze Şeridi’ndeki hastanelere 72 ölü ve 356 yaralının getirildiği belirtildi.
İsrail ordusunun Gazze’de 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart’tan bu yana düzenlediği saldırılarda 12 bin 170 Filistinlinin yaşamını yitirdiği, 51 bin 818 kişinin yaralandığı kaydedildi.
İsrail-ABD güdümlü sözde yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 27 Mayıs’tan bu yana öldürülenlerin sayısının 2 bin 465’e, yaralananların sayısının da 17 bin 948’e ulaştığı ifade edildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının ise 64 bin 718’e, yaralıların sayısının 163 bin 859’a yükseldiği bildirildi.
Gazze Şeridi’nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.
İsrail, Gazze’deki Filistinlileri yerinden etmek için binaları hedef almayı yoğunlaştırıyor
İsrail ordusu yaklaşık 1 milyon 200 binden fazla Filistinlinin yaşadığı Gazze kentindeki mahalleleri hedef alıyor. Saldırılar, kentte özellikle doğu ve kuzey bölgelerinden gelen yüz binlerce yerinden edilmiş kişinin bulunduğu batı kesiminde yoğunlaşıyor.
İsrail son günlerde Gazze kentindeki yüksek katlı binaları kademeli olarak yıkıyor. Bu durum, evsiz kalan ailelerin sayısını artırıyor ve onları ağır göçe mecbur bırakıyor. Gözlemciler, bununla ABD destekli daha geniş bir İsrail planı kapsamında Filistinlileri güneye doğru göçe zorlamak ve Gazze Şeridi dışına çıkarmayı amaçladıkları uyarısında bulunuyor.
İsrail ordusu, yüzlerce Filistinlinin yaşadığı ve çevresinde göçmen kamplarının bulunduğu “Tayba 2” binasını hedef aldı. Saldırı sonucunda 2 Filistinli hayatını kaybetti, bazıları yaralandı ve binlerce göçmen evsiz kaldı.
“Tayba 2” binası İsrail ordusunun cuma gününden bu yana hedef aldığı çok katlı binalardan (7 kat ve üzeri) yedincisi oldu. Bunun yanı sıra, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden soykırım boyunca onlarca bina da ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar aldı.
İsrail tehditlerini sürdürüyor
İsrail ordusu, Filistinlileri yerlerinden etmek amacıyla Gazze kentinde daha fazla konut binasını yıkma tehditlerini sürdürüyor.
Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Amerikan X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “Hamas’a yönelik saldırıları genişletme” bahanesiyle Gazze kentindeki binalara saldırılar düzenlediklerini duyurdu.
Gazze kenti sakinlerini yerinden etmeye zorlamak amacıyla Adraee, Hamas tarafından kullanıldığı iddiasıyla Gazze kentindeki binaları hedef almayı sürdürecekleri tehdidinde bulundu.
İsrail ordusu, Gazze kentindeki 1 milyon Filistinlinin tamamının güneye göç etmesini istedi
Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 9 Eylül’de yayınladığı mesajda Gazze kentine geniş çaplı saldırı başlatacakları tehdidinde bulundu.
Gazze kentinde kalmanın “oldukça tehlikeli olduğu” tehdidinde bulunan Adraee, bölgedeki 1 milyon Filistinliden “acilen” güneydeki El Mevasi bölgesine doğru göç etmelerini istedi.
Buna karşılık, saldırılarda evleri yıkılan veya hasar gören Filistinliler, İsrail’in kendilerini zorla göç ettirmeye çalıştığını ve yıllarca emek vererek inşa ettikleri evlerinin bir anda enkaza dönüştüğünü belirtiyor.
Gazze kentinde 1,2 milyondan fazla insan topraklarında direniyor
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, “İşgalci İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ederek zorla yerinden etme suçunu işlemeye çalıştığı Gazze kentinde 1,2 milyondan fazla insan topraklarında direniyor, işgalci İsrail’in yoğun bombardımanlarına ve soykırımına rağmen güneye göç etmeyi kesin bir şekilde reddediyor.” ifadesi kullanıldı.
Gazze kenti ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde toplam nüfusun 1,3 milyon olduğu aktarılan açıklamada, 398 bin kişinin Gazze Şeridi’nin kuzeyinden Gazze kentinin batısına göç ettiği kaydedildi.
Gazze kentinin nüfusunun 914 binden fazla olduğu, bunun yaklaşık 300 bininin doğu mahallelerinden orta ve batı kesimine doğru yerinden edildiği aktarıldı.
Son günlerde yaklaşık 35 bin Filistinlinin Gazze kentinden Gazze Şeridi’nin güneyine göç etmek zorunda kaldığı, Gazze Şeridi’nin güneyinde temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanamaması nedeniyle 12 binden fazla kişinin Gazze kentine geri döndüğü kaydedildi.
İsrail “insani bölge” olduğunu iddia ettiği Mevasi bölgesine 109 kez saldırı düzenledi
İsrail’in “insani bölge” olduğunu iddia ettiği, 800 binden fazla kişinin yaşadığı Gazze Şeridi’nin güneyindeki El-Mevasi bölgesinin İsrail ordusu tarafından 109 kez hava saldırılarıyla hedef alındığı, bu katliamlarda 2 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğü aktarıldı.
Açıklamada El-Mevasi bölgesine işaret edilerek, “Bu bölgeler, temel yaşam gereksinimlerinden tamamen yoksundur. Gerçek bir hastane veya herhangi bir altyapı bulunmadığı gibi; su, gıda, barınma, elektrik veya eğitim gibi temel hizmetler de mevcut değildir. Bu durum, bu bölgelerde hayatta kalmayı neredeyse imkansız hale getirmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
İsrail’in Filistinlilerin barınması için önerdiği alanın yaklaşık 365 kilometrekarelik Gazze Şeridi’nin yüzde 12’sini geçmediğine dikkat çekildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyi ve Gazze kentini boşaltmayı hedefleyen sistematik zorunlu göç politikasıyla 1,7 milyondan fazla insanı yaklaşık 44 kilometrekarelik alana sıkıştırmaya çalıştığı vurgulandı.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde saldırılardan kaçan Filistinlilerin sığındığı çok katlı konut binalarını hedef alması, Gazze kentine yönelik saldırılarını genişleteceğini duyurup bölge halkına Gazze’nin güneyine göç etme uyarısı yapmasının ardından geldi.
İsrail ordusu, 3 Eylül’de Gazze Şeridi’nin kuzeyini tamamen işgal etmek amacıyla “Gideon’un Savaş Arabaları 2” isimli bir saldırı başlatmıştı.
Bu durum, İsrail’de Gazze’deki esirlerin ve İsrail askerlerinin hayatından endişe duyulmasına sebep olmuş, eleştiri ve sokak gösterilerine yol açmıştı.
İsrail ordusu Gazze kentinde 9 binayı daha yerle bir etti
İsrail ordusu, Gazze kentinin işgali için başlattığı “Gideon’un Savaş Arabaları 2” saldırıları kapsamında kentte ayakta kalan yapıları bombalamayı sürdürürken 9 binayı daha yerle bir etti.
Görgü tanıklarının ve yerel kaynakların aktardığına göre, Gazze kentinin batısındaki Nasr Mahallesi ve Şati Mülteci Kampı ile kentin doğusundaki Zeytun Mahallesi’nde onlarca daireden oluşan 9 bina yerle bir edildi.
Bu binalarda yaşayan çok sayıda sivil bir kez daha yerlerinden edilerek göçe zorlandı.
Fahiş ulaşım maliyetleri
Bölgedeki AA muhabirinin aktardığına göre, İsrail’in tırmandırdığı gerilim kentte büyük bir göçü de beraberinde getiriyor.
Aileler ancak evleri veya çevreleri bombalandıktan sonra bölgeyi terk etme yoluna giriyor fakat fahiş ulaşım maliyetleri, barınma ve temel hizmet eksikliği nedeniyle ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
İsrail ordusu, Gazze kentinin batısındaki Şati Mülteci Kampı ile hemen bitişiğindeki Nasr Mahallesi’nde “Cadallah”, “Semmur”, “Basal”, “Ebu Acve”, “Matariyye”, “El-Meşheravi”, “Kasım” ve “Ebu el-Hayr” ailelerine ait 8 bina ile kentin doğusundaki Zeytun Mahallesi’nin Şem’a bölgesinde 1 binayı yerle bir etti.
İsrail, 5 Eylül’den bu yana Gazze kentindeki çok katlı binaları kademeli şekilde yıkarak halkı göçe zorlarken, gözlemciler “Filistinlileri Gazze Şeridi’nden tamamen çıkarmayı amaçlayan kapsamlı İsrail-ABD planının bir parçası olarak Gazze kentindekilerin güneye itildiği” uyarısında bulunuyor.
İsrail ordusu o tarihten bu yana onlarca binanın yanı sıra içinde yüzlerce dairenin bulunduğu çok katlı 7 binayı yıktı.
İsrail, Gazze kentindeki 1 milyon Filistinlinin tamamının güneye göç etmesini istiyor
Tel Aviv yönetiminin artan tahditleri ve sürgün emirleriyle bölgede gerilim tırmanırken İsrail, Gazze kentindeki 1 milyon Filistinliden “güvenli insani bölge” olduğunu iddia ettiği güneydeki El-Mevasi bölgesine göç etmesini istiyor.
İsrail ordusu, Gazze kentindeki yüksek binaların “Hamas tarafından askeri amaçlarla kullandığını” öne sürerken Hamas’ın yanı sıra bu binaların sakinleri, yerel ve uluslararası insan hakları örgütleri söz konusu iddiaları yalanlıyor.
İsrail, halkı göçe zorlamak için Gazze kentindeki binaları yıkıyor
Gazze’deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail’in Gazze kentinde özellikle sivillerin yoğun olarak bulunduğu yerleşim alanlarında istikrarsızlık yaratmaya çalıştığını belirtti.
Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in, bazı evleri ve yerleşim alanlarını kasten bombalayarak halkı Gazze Şeridi’nin orta ve güney bölgelerine göçe zorladığı vurgulandı.
Yıkımdan hemen önce evlerini boşaltmaları için acil uyarı alan ailelerin başlarını sokacak yeni bir yer bulmakta büyük zorluk yaşadığı, evleri vurulmayan ancak hasar gören ailelerin ise büyük bir çaresizlikle hayatlarını tehlikeye atarak mecburen evlerine geri döndüğü aktarıldı.
Açıklamada, “İşgalci İsrail’in Gazze kentindeki sivilleri, en temel yaşam ihtiyaçlardan bile yoksun kamplara kaçmaya zorlama planı, uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir. Özgür dünyayı sessizliğini bozmaya ve işgalci İsrail’in sivilleri yerinden etme planını durdurmaya çağırıyoruz.” ifadesi kullanıldı.
İsrail ordusu Batı Şeria’nın güneyindeki ez-Ziveydin köyünde bir okul için yıkım emri çıkardı
Ziveydin Köy Meclisi Başkanı Said İbrahim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail makamlarının Ziveydin Erkek Lisesi için yıkım emri çıkardığını söyledi.
İbrahim, “Halk, bu sabah okul kapısına önceden haber verilmeden asılan yıkım emriyle şaşırdılar.” diye konuştu.
Ziveydin Köy Meclisi Başkanı, 120 öğrencilik okulun 300 metrekarelik alan üzerine inşa edildiğini, okulda 7 sınıf ile idari bölümler ve laboratuvarların yer aldığını anlattı.
Batı Şeria’nın güneyinde İsrail’in ihlallerini belgeleyen ve izleyen aktivist Usame Makhamreh, “Bu bildirim, yerleşimci örgütlerinin okulun doğa koruma alanı olarak sınıflandırılan bir araziye inşa edildiğini iddia ederek okula karşı kışkırtma başlatmasından birkaç gün sonra geldi.” dedi.
Filistinli aktivist Usame Mehamira da “Yıkım emri, yerleşimci örgütlerin okulun doğa koruma alanı olarak sınıflandırılan bir araziye inşa edildiği iddiasıyla okula karşı provokasyonda bulunmasından birkaç gün sonra geldi.” ifadelerini kullandı.
Okul, işgal altındaki Batı Şeria’nın C bölgesinde yer alıyor.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, İsrail, ağustos ayında ev, ticarethane ve tarım tesisleri de dahil 125 yapıyı yıktı.
Öte yandan, Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te çeşitli beldelere yaptığı baskınlarda 30 Filistinliyi gözaltına aldığı aktarıldı.
Gözaltına alınanlar arasında Fetih hareketinden yetkililer ve belediye başkanlarının da bulunduğu ifade edildi.
İsrail “ruhsatsız” olduğu iddiasıyla Filistinlilerin evlerini yıkıyor
İsrail ordusu, sık sık işgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs’te “ruhsatsız” olduğu iddiasıyla Filistinlilere ait yapıları yıkıyor.
İsrail makamları işgal altındaki Batı Şeria’nın “C” bölgesinde Filistinlilerin inşaat ve tarım yapmasını engellerken, Filistinliler için ruhsat almanın ise neredeyse imkansız olduğu belirtiliyor.
Filistin yönetimi ile İsrail arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın yüzde 18’ini kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi Filistin’e “güvenliği” İsrail’e devredilirken, yüzde 61’ini kapsayan “C bölgesi”nin “idare ve güvenliği” İsrail’e bırakılmıştı.
İsrail askerlerinin Kudüs yakınlarında açtığı ateşte bir Filistinli yaralandı
Filistin yönetiminin Kudüs Valiliği, İsrail ordusunun er-Ram ve Beyt Hanina beldeleri arasındaki ayrım duvarı yakınında bir Filistinliyi yaraladığı ve alıkoyduğu belirtildi.
Filistin haber ajansı WAFA’nın haberinde, İsrail askerlerinin bir Filistinliyi bacağından yaraladığı ve ambulans ile sağlık ekiplerinin olay yerine ulaşmasını engellediği kaydedildi.
Görgü tanıkları da AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, İsrail sınırları içinde bulunan işyerlerine ulaşmak için ayrım duvarını geçmeye çalışan bir grup işçiye ateş açtığını söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde de İsrail ordusu, Cenin kentinin batısındaki Burkin’de ağaçları ve ekinleri tahrip etti.
WAFA’nın haberine göre, Burkin Belediye Başkanı Hasan Subh, İsrail askerlerinin 3 dönüm arazide ekili kabak fidanları ile 6 zeytin ağacını tahrip ettiğini söyledi.
Ayrıca, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler de Cenin kentinin güneyindeki Tersele bölgesine İsrail ordusunun koruması altında baskın düzenledi.
İsrail ordusu buldozerler eşliğinde bölgeye baskın düzenlerken, 2 otobüsle de gaspçı İsrailliler de bölgeye taşındı.
Bölgedeki “Sanur” isimli Yahudi yerleşim birimi 2005’te boşaltılmasına rağmen, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler sık sık buraya baskın düzenliyor.
İsrail güvenlik kabinesi, mayısta Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin kurulmasını onaylamıştı. Bu yerleşim birimleri arasında Cenin topraklarındaki Homeş ve Sanur yerleşim birimleri de bulunuyor.
Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria’da Filistinlilere ait araçları ateşe verdi
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinden yapılan açıklamaya göre, saldırgan İsrailliler, Beytüllahim kentinin güneydoğusundaki el-Minya beldesinde Filistinlilere ait 2 aracı ateşe verdi.
Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Ramallah’ın kuzeyindeki Attar beldesine saldırdı.
Attar’da Filistinlilere ait bir aracı yakmaya çalışan ve aracın dışına zarar veren saldırgan İsrailliler, beldede duvarlara ırkçı yazılar yazdı.
Filistin haber ajansı WAFA’nın haberinde, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, İsrail ordusunun koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediği aktarıldı.
Gruplar halinde el-Meğaribe kapısından Mescid-i Aksa’nın avlusuna giren gaspçı İsraillilerin caminin avlusunda provokatif eylemlerde bulunduğu ve dini ritüeller gerçekleştirdiği kaydedildi.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, ağustos ayında Filistinlilere ve mülklerine yönelik 431 saldırı gerçekleştirdi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
Ayrıca işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Tulkerim kentinde, İsrail ordusuna ait zırhlı aracın üzerinden geçtiği patlayıcının infilak etmesi sonucunda 2 İsrail askeri yaralandı.
İsrail ordusu Batı Şeria’nın Tulkerim kentini kuşatarak onlarca genci gözaltına aldı
WAFA’ya göre, İsrail ordusu Tulkerim’in güney ve doğu girişlerindeki demir kapıların yanı sıra güneydeki Cebbara Köprüsü kapısı ile doğudaki Annab Askeri Kontrol Noktası kapısını kapatarak araçların geçişini engelledi.
Kent merkezindeki dükkan ve kafelere baskın düzenleyen İsrail güçleri, dükkan ve kafelerde veya araçların içinde bulunan herkesi gözaltına alarak, Haduri Askeri Kontrol Noktasının kapısına giden caddeye doğru uzun kuyruklar halinde yürümeye zorladı.
İsrail askerleri, çok sayıda dükkana baskın düzenledikten sonra güvenlik kamerası görüntülerine el koydu.
Kente daha fazla askeri araç ve buldozer konuşlandırılırken gözaltına alınan gençlerin sahada sorguya çekildiği aktarıldı.
İki İsrail askerinin yaralanmasının ardından İsrail ordusundan yapılan açıklamada, patlayıcının ordunun bölgede düzenlediği bir saldırı sırasında infilak ettiği belirtilmişti.
Patlayıcının infilak etmesi neticesinde bir askeri aracın hasar gördüğü, olayın ardından İsrail ordusunun kenti kuşatarak kontrol noktaları kurduğu kaydedilmişti.
İsrail basını: Netanyahu, Gazze’deki Filistinlilerin sürgününe ekim ayında başlanması planı için görüşme yapıyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun üst düzey kurmaylarıyla “gönüllü göç” adı altında Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin başka ülkelere sürgün edilmesi planını görüştüğü bildirildi.
Yerel basında çıkan haberde, Netanyahu başkanlığında yapılan toplantıda, Gazze’deki Filistinlilerin “gönüllü göç” adı altında başka ülkelere sürgün edilmesine yönelik planın görüşüldüğü belirtildi.
Toplantı kapsamında Filistinlilerin gelecek ay başından itibaren Gazze’den ayrılmasına izin verilmesine yönelik planın ele alındığı ifade edildi.
Güvenlik yetkililerinin toplantıda, Filistinlilerin gelecek aydan itibaren hava ve kara yoluyla “gönüllü göç” adı altında Gazze’den gönderilmesine ilişkin bir plan sunduğu kaydedildi.
Adı açıklanmayan güvenlik yetkilileri, İsrail’in Gazze’den sürgün edilecek Filistinlilerin gönderilmesi için bazı Afrika ülkeleriyle görüştüğü ancak şu ana kadar herhangi bir anlaşmaya varılmadığı aktarıldı.
İsrail Başbakanlık Basın Ofisi’nin sürgün planı kapsamında Netanyahu’nun üst düzey isimlerle toplantı yaptığı yönündeki habere ilişkin değerlendirmede bulunmadığı belirtildi.
Tel Aviv yönetimi, 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırı altında tuttuğu ve kıtlığa mahkum ettiği Gazze’deki 2,3 milyon Filistinliyi “gönüllü göç” adı altında topraklarından sürgün etmeyi planlıyor.
Son olarak Netanyahu, bu ay başında Telegram’daki “Abu Ali Express” kanalına verdiği röportajda “Gazze’den ayrılmak her Filistinlinin temel hakkıdır. Refah (Sınır) Kapısı’nı onların çıkışı için açabilirim ancak Mısır tarafından derhal kapatılacaktır.” ifadelerini kullanmıştı.
Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden zorla göç ettirilmesine karşı Mısır’ın güçlü muhalefetine işaret eden Netanyahu,”Gazze’nin yeniden inşası için farklı planlar var ancak nüfusun yarısı Gazze’den çıkmak istiyor. Bu toplu bir sürgün değil.” iddiasında bulunmuştu.
Netanyahu, Filistin topraklarındaki işgali genişletecek “E1 Projesi”nin ilerletilmesini onayladı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, işgal altındaki Batı Şeria’yı bölerek ilhak etmeyi amaçlayan ve Doğu Kudüs’teki yasa dışı yerleşim birimlerinin genişletilmesini öngören “E1 Projesi”nin ilerletilmesini onayladı.
Yedioth Ahronot gazetesinin haberine göre, Netanyahu, Filistinlilerden gasbedilen topraklar üzerinde kurulu yasa dışı Ma’ale Adumim yerleşiminde “E1 Projesi”nin ilerletilmesine ilişkin düzenlenen törende konuştu.
Netanyahu, “Filistin Devleti olmayacağına dair sözümüzü yerine getireceğiz, burası bize ait.” ifadeleriyle Filistin’in kurulmasına izin vermeyeceklerini iddia etti.
Maale Adumim yakınlarına 3 bin 401 yasa dışı konut yapılmasını öngören E1 planıyla yasa dışı yerleşim yerinin nüfusunu 70 bine ulaştırarak iki katına çıkartmayı hedeflediklerini söyleyen Netanyahu, “hem tarihi hem de demografik başarıya” eriştiklerini öne sürdü.
Ma’ale Adumim, Kudüs’ün doğusunda Ölü Deniz yönünde uzanan onlarca küçük kaçak yerleşimin yanı sıra Kfar Adumim, Allon ve Mitzpe Yeriho gibi bir dizi yerleşimden oluşuyor.
Netanyahu’nun, Ma’ale Adumim Yerleşimleri Birliği belediyesiyle imzaladığı anlaşma, söz konusu yerleşimleri doğrudan Kudüs’e bağlamayı öngören E1 Projesi’nin hayata geçirilmesi yönünde atılmış ilk adım olma özelliği taşıyor.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın tamamının ilhak edilmesini savunan aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, geçen ay işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinlilerden gasbedilen yerleşim alanlarını genişletmeyi öngören “E1 Projesi”ni onaylama planını, “Filistin Devleti fikrini ortadan kaldıracak.” sözleriyle duyurmuştu.
Smotrich, verdiği onayla Ma’ale Adumim yerleşimi yakınlarında 3 bin 401 konut ve civar bölgelerde de 3 bin 515 yeni konut inşa edileceğini söylemişti.
Ürdün: Netanyahu’nun Batı Şeria’daki yerleşim yerlerini genişletme anlaşması iki devletli çözümü baltalıyor
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Netanyahu’nun, E1 bölgesindeki yerleşim planını imzalamasının ve Filistin devletinin kurulmasını engellemeye yönelik ırkçı söylemlerinin kınandığı ifade edildi.
Netanyahu’nun attığı bu adımının, uluslararası hukukun açık ihlali, iki devletli çözümün baltalanması ve Filistin halkının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir devlet kurma hakkına yönelik bir saldırı olduğu kaydedildi.
İsrail’in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiçbir egemenliğinin olmadığının vurgulandığı açıklamada, Tel Aviv yönetiminin yayılmacı politikaları ve yetkililerinin ırkçı ve provokatif söylemlerinin doğuracağı sonuçlara karşı uyarıda bulunuldu.
Filistin’deki işgali genişletecek “E1 Projesi”
Tarihsel olarak Doğu Kudüs’ün bir parçası olan ancak Ayrım Duvarı’nın (Utanç Duvarı) Batı Şeria kısmında kalan Filistin mahallesi Azeriye’nin yakınına inşa edilmiş “Ma’ale Adumim” yerleşimini, Batı Kudüs’e giden yola bağlamak için “E1 Projesi” başlatılmıştı.
Bu kapsamda, bölgeye 4 binden fazla yasa dışı konut ve oteller inşa etmek için 1999 yılında 12 bin dönüm Filistin toprağı gasbedilmişti.
“E1 Projesi” ile Doğu Kudüs’ün Batı Şeria’daki Filistin topraklarıyla bağlantısının kesilmesi ve izole edilmesi amaçlanıyor.
Filistin yönetimi: Filistin Devleti kaçınılmazdır ve onsuz barış olmaz
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, işgal altındaki Batı Şeria’yı bölerek ilhak etmeyi amaçlayan ve Doğu Kudüs’teki yasa dışı yerleşim birimlerinin genişletilmesini öngören “E1 Projesi”nin ilerletilmesini onaylaması üzerine yazılı bir açıklama yaptı.
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ebu Rudeyne, “Filistin Devleti, Birleşmiş Milletlere (BM) üye 149 ülke tarafından tanındığı gibi tüm dünyanın tanıdığı bir devlettir ve uluslararası tanınmaya devam etmektedir. Bu da bağımsız devletimizin kurulmasının kimsenin iznine veya meşruiyetine ihtiyaç duymadığını teyit etmektedir.” ifadesini kullandı.
İsrail’in yerleşim faaliyetlerinin uluslararası hukuk, özellikle de BM Güvenlik Konseyi’nin 2334 sayılı kararı uyarınca reddedildiğini, kınandığını ve yasa dışı sayıldığını belirten Ebu Rudeyne, Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetinin destekçilerinin tüm bölgeyi uçuruma sürüklediği uyarısında bulundu.
1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadan barışın imkansız olduğuna işaret eden Ebu Rudeyne, İsrail hükümetinin barışla ilgilenmediğini vurguladı.
Filistin Devlet Başkan Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh de Amerikan X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “Filistin Devleti, ezilen işgal altındaki halkların zaferi ve işgalcilerin ortadan kalkması kaçınılmazlığıyla gelecektir. İşgal ne kadar kibirli ve zorba olursa olsun, kaderi gitmek olacaktır.” ifadesini kullandı.
Gerçekleri askeri güç ve zorbalıkla biçimlendirmenin, tarihin kaçınılmaz akışını değiştirmeyeceğini ve halkların özgürlük, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkı iradesinin yenilgiye uğratılmayacağını vurgulayan Şeyh, şunları kaydetti:
“Ne E1 ne de diğer işgal tedbirleri, Filistin halkının dünyadaki kardeşlerimizin ve dostlarımızın desteğiyle meşru ulusal hedeflerine ulaşmasını engelleyecektir.” (AA)